2öğretmen1kitap

            Postmodern roman örneklerinden değerli bir eser olan Hasan Ali Toptaş tarafından 1993 yılında yazılmış ''Gölgesizler'' isimli bu romanı inceleyeceğim. Romanın çok farklı bir şekilde kurgulanması , yazarımızın dili ve olay örgüsü gerçekten dikkate değer . Romanları genellikle anadolu çevresinde , köylerde geçen yazarımız Denizli'de doğup büyüdüğü için yaşamından yansımalar olduğunu düşünüyorum . Duygu yüklü ve oldukça sabır gerektiren bir kitap olduğunu düşünüyorum çünkü dili her ne kadar sade olsa da anlaşılması biraz güç oluyor.Aynı zamanda romanın bir filmi de varmış. Ben izlemedim ancak kitabı okuyup daha sonrasında filmini izleyenler çok beğeniyor tavsiye ederim .         Roman bizi iki farklı zaman ve iki farklı mekan karşılıyor. Biri şehirde diğeri ise ufak bir köyde geçiyor.Şehirde bir berber dükkanında başlayan olaylar günlük hayatından sıkılan berberin köye göç etmesiyle başlar. Köyde kendine bir berber dükka...

        Kalbinin sesini dinleyerek gezgin olma hayalleri kuran Santiago gördüğü bir rüya sonrasında hazinesini aramaya Mısır Piramitlerine gider. Endülüslü bir ailenin çocuğu olan Santiago okulundan arta kalan zamanları çobanlık yaparak geçirir. Babası ise oğlunun okuyup rahip olmasını kendisini ve ailesini zor yaşam şartlarından kurtarmasını ister ancak Santiago dünyanın her yerini gezmek değişik ülkeler görmek isteyen bir çocuktur. Onun bu hayali ise bizleri çok başka dünyalara götürüyor adeta  masalsı  ve felsefi bir öyküdür . Roman bir zamanlar İslam dünyasının egemen olduğu Endülüs Emevilerinin toprakları olan İspanya'da , Fas ve Mısır gibi ülkelerde geçmektedir. Yazar Paulo Coelho ,sadece iki hafta içerisinde yazmış bu kitabı. Şöyle der:''Ruhumda zaten yazılı olduğu için bu kadar kısa sürede yazdım'' Kimine göre Mevlana'nın Mesnevisi örnek alınarak yazılmış olan bu eser fiziki yolculuğun felsefi ve tasavvufi bir yolculuğa dönüştüğünü gözler önüne...

      Uzun zamandır Mustafa Kutlu okumadığımdan dolayı bu kitabı elime alırken oldukça heyecanlandım . Daha önce belirttiğim üzere kendisinin üslubunu ve yazı dilini çok seviyorum okuduğum her hikayesi bana farklı dünyalardan farklı kapılar sunuyor. 1997 yılına ait 'Ya Tahammül Ya Sefer' isimli bu kitabında da güzel bir hissiyat bulmayı istedim. Kitabımızın dili her zamanki Mustafa Kutlu eserleri gibi akıcı ve sade gözükse de cümleler çok derin anlamlar taşıyor . Gerçekten birkaç cümleyi kaçırdığımızda konu bütünlüğünü kaçırmış oluyoruz . Bu nedenle okuması açısından biraz daha zor diyebilirim ama eminim ki bitirdiğinizde çok keyif alacaksınız.      Biraz konusundan bahsetmek gerekirse ; eserde yazarın bazı çatışmalar içinde olduğunu görmekteyiz. Kişilerin kendilerini sorgulamalarını çok sıkça görüyoruz bununla birlikte davaları uğruna yaşayan bu insanların kaybettikleri davalarını sorgulamaları ile karşılaşıyoruz. Kahramanımız bu duruma ya tahamm...

       Hiçbir şey şaşırtıcı değildir,yazı hariç.Yazı büyüsünün etkisine kapılmış Orhan Pamuk'un beş yıl boyunca yazdığı ve derin bir edebi altyapı barındıran romanı Kara Kitap kendi türünde birçok ilki barındırıyor.Öncelikle Kara Kitap'ın anlattığı hikayesinden ve olaylardan çok içerisine aldığı on asırlık İslam Tarihi motifleri dikkat çekiyor. Kahramanlarımız Celal ve Galip Mevlana Celaleddin Rumi'ye ve son divan şairi olarak bilinen Şeyh Galip'e bir naziredir. Ayrıca kitapta; Doğu'nun irfanını yansıtan Mantıkkutyr Tayr'a,Binbir Gece Masalları'na,birçok eski şehir efsanesine,başrolü İstanbul olan binlerce bilmeceye ve Hurufi felsefesine bolca yer verilmiş. Kara Kitap temelinde bir polisiyeyi andırıyor.Hikayeye göre ana figürümüz Galip bir gün çocukluk aşkı,eşi Ruya'yı kaybeder. Gazeteci Celal Salik'in köşe yazılarından topladığı işaretlerle onu aramaya koyulur.Bu işaretler öylesine gariptir ki mehdiyetten, şehzadelerden,cellatlardan sol...

    Yolları Çaldıran'a ulaşan kardeş milletlerin evlatlarıydı. Osmanlı padişahı Sultan Yavuz Selim ve Sultanına düşman Safevi Hükümdarı Şah İsmail'in mücadeleleri . Aslında bu savaşların bu mücadelelerin kazananı var mıydı ? Düşündürüyor. Aynı milletten , ikisi de Müslüman ikisi de Türk olan bu edebi ruhlu hükümdarların Sünni ve Kızılbaşlık çekişmeleri taht kavgalarına neden olmuştur . Tüm mesele iktidarlık mıydı ? Yoksa Taçlı Hatun muydu ? Kitabı okuyunca buna siz karar verin :) Bu romanı okuduğunuzda dönemin siyasal ve toplumsal atmosferi hakkında bilgi sahibi olacaksınız .       Kitap Kamber Can  isimli gencin ağzından anlatılmaktadır. Kamber Can , Şah İsmail'in atlıları tarafından kaçırılıp sarayına götürülür. 'Sevgi' adını verdiğimiz hissiyatın aslında ne olduğunu çözmeye çalışan Kamber Can'ın içinde kopan fırtınalar romanı şekillendirmiştir. Romanda Sünni ve Kızılbaşlık çekişmeleri , sert kurallar ve Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail'in sözl...