Ana içeriğe atla

Simyacı-Paulo Coelho



        Kalbinin sesini dinleyerek gezgin olma hayalleri kuran Santiago gördüğü bir rüya sonrasında hazinesini aramaya Mısır Piramitlerine gider. Endülüslü bir ailenin çocuğu olan Santiago okulundan arta kalan zamanları çobanlık yaparak geçirir. Babası ise oğlunun okuyup rahip olmasını kendisini ve ailesini zor yaşam şartlarından kurtarmasını ister ancak Santiago dünyanın her yerini gezmek değişik ülkeler görmek isteyen bir çocuktur. Onun bu hayali ise bizleri çok başka dünyalara götürüyor adeta  masalsı  ve felsefi bir öyküdür . Roman bir zamanlar İslam dünyasının egemen olduğu Endülüs Emevilerinin toprakları olan İspanya'da , Fas ve Mısır gibi ülkelerde geçmektedir. Yazar Paulo Coelho ,sadece iki hafta içerisinde yazmış bu kitabı. Şöyle der:''Ruhumda zaten yazılı olduğu için bu kadar kısa sürede yazdım'' Kimine göre Mevlana'nın Mesnevisi örnek alınarak yazılmış olan bu eser fiziki yolculuğun felsefi ve tasavvufi bir yolculuğa dönüştüğünü gözler önüne seriyor.


    Bir gün görmüş olduğu bir rüya sonucunda hazinesinin Mısır Piramitlerinde olduğuna dair bir mesaj alıyor . Bunun üzerine babası oğlunda gördüğü bu gezgin olma hevesinden dolayı bir miktar para verir ve onu yolculuğuna uğurlar.Santiago yola çıkmıştır ve içindeki sesi dinleyerek evrensel dili ve işaretlerin dilini okumayı öğrenmiştir.Bu yolculuk epey uzundur. Kimi zaman pes etse de hayallerinden asla dönmemiştir.


  ''Bazen aradığımız hazine başından beri yanı başımızdadır. Onu keşfedebilmek uzun bir yolculuğun sonunda mümkün olabilir'' . Santiago'nun bizlere anlattığı olaylar aslında bu cümle içinde gizlidir.Her insan kendi kaderini yaşamak için bu dünyaya gelir ve yaşar.Aslında mutluluğu çok uzaklarda aramak yerine yüreğimize kulak vererek  evrenin gizemli dilini çözebiliriz.Gönül gözü maddi gözden çok daha iyi ve net görür.Yüreğinin sesini dinleyenler gerçek mutluluğa ve defineye ulaşır .

   Güçlü ilhamlarla yazılan bu kitap seksenden fazla dile çevrilmiştir. Aslında hayata dair ufak ufak mesajlar bulduğumuz çok değişik bir yapıda kişisel gelişim kitabı demek doğru olur diye düşünüyorum . Mutlaka okunması gereken bir kitap olduğu için daha fazla geri plana atmadan okumak ve sizlerle paylaşmak isterim :) İyi okumalar ...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yabancılara Türkçe Öğretimi Etkinliklerim

WORDWALL Tanışma ŞİMDİKİ ZAMAN IYOR A1   Şimdiki Zaman RESİM&KELİME Gelecek Zaman EMİR KİPİ SINIFTAKİ NESNELER A1 Nesneler Genel   Renkler Sayılar Günler  Hâ l ekleri  BEDENİMİZİ TANIYALIM-DEMBA BA  KİŞİ ZAMİRLERİ   AYLAR MEVSİMLER A1.GENEL TEKRAR SAAT KAÇ? Meyveler Yer Edatları Yer Edatları 2 Yer Edatları (ALTINDA-ÜSTÜNDE-İÇİNDE) Meslekler Meslekler Resim Bulmaca Geniş Zaman Fiil& Resim Tüm kipler&şahıs ekiyle cümle kurma oyunu   Zamire uygun şahıs ekini bulma KAHOOT 1. TANIŞMA    Tanışma 2 2. Gelecek Zaman 3. İsim Cümleleri 4. Saat 5. İyelik Eki 6. Akrabalar 7. Şimdiki ZAMAN 8. Temel Sıfatlar 9. Belirli Geçmiş Zaman 10. Ev 11. Meslekler 12. Meslekler 2 13. Sayılar Kıyafetler https://prezi.com/view/tOWmW7wpExPsq8hw2Zvr/ ZAMAN  https://padlet.com/2ogretmen1kitap/zaman

Okumamı Atatürk Emretti/Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde Atatürk’ün emriyle çevrilmiş ve tüm eğitim camiasına önerdiği; öğrencilerin ve öğretmenlerin okumasını emrettiği bir kitaptır. Kitabın adından mülhem Beyaz Zambaklar Ülkesi : soğuk iklimi ve coğrafyasında bolca yetişen zambakları ile ünlü Finlandiya’dır . Finlandiya 19.yüzyıldaki İsveç ve Rus işgali sonrası geç kavuştuğu bağımsızlığına rağmen bugün öğretmenleri sayesinde eğitimin dünyadaki öncüsü ve refah seviyesi yüksek olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Finlandiya eğitim sistemi birçok ülkeye model ve -uygulanmasa dahi- Türk Eğitim sistemine de ilham olmuştur.   ''Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.'' Bu kitapta; eğitim öncüsü Snelman’ın bir medeniyeti eğitimle, kültürle ve çalışmayla tüm Fin halkının müşterek katılımıyla nasıl inşa ettiğine ve Finlandiya’nın gerçek hikayesine şahitlik edece...

3 GÜNDE 500 SAYFA? - KAFAMDA BİR TUHAFLIK

Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim? Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır. Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde. Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı. Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterle...