Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çağdaş Türk Edebiyatı Hikayelerinden 'Parasız Yatılı'- Füruzan

     Asıl adı Feruze Selçuk olan yazarımız hikaye ve roman alanında ismini duyurmuştur. İlk eseri olan Parasız Yatılı adlı hikaye kitabı kendi ismini veren hikaye bu hikaye olmak üzere toplam 12 ayrı hikayeden oluşmaktadır.İlk eserlerinde ve bugün ele aldığımız kitabında genellikle kötü yola düşmüş kadınları , hayat standartları daha düşük olan aile yapısını , zenginken fakirleşen aileleri ve yurt özlemi çeken göçmenlerin , çocukların hayatlarını kaleme almıştır. Ana temada yoksulluk çeken , yalnızlık çeken kadınlar yer almaktadır. Göçmen temasının olduğu Edirne'nin Köprüleri hikayesinde; Yugoslavya göçmeni bir ninenin , kız torunları tarafından anlatılır. O göçmen ağzının samimiyeti ve canlılığını çok net görmekteyiz . Olayları anlatan kızın , babası iki yıl önce vefat etmiştir. Amcası , yengesi ve birkaç akrabası ile birlikte yaşamaktadır. Tüm güçlüklere rağmen sevgi dolu sıcak bir ortam vardır. Hikayenin son kısımlarında Edirne'nin izlerini de görmekteyiz . Me...

JOSE SARAMAGO - KABİL

    Son zamanlarda okuduğum en ilginç ve dikkat çekici roman oldu kendisi. Bu ilginçlik biraz yazarın dilinden kaynaklı sanırım. Romanın genel çerçevesinde olayları alaycı bir üslup ile anlatıyor . İlerleyen kısımlarda keskin eleştirileri göze çarpıyor . Okuması gayet kolay ve çok akıcı giden bir kitap . En başta bunları söylemek isterim ve yavaş yavaş konusuna gelelim.     Konu oldukça sade bir dille anlatılmış fakat olaylar derin bir mana taşıyor . Cümlelerin alt yapısında geniş çıkarımlarda bulunabiliyorsunuz. Yazar bu romanda aslında dini sorgulamış diyebiliriz . Kahramanımız Kabil üzerinden birçok olayı sorguluyor ve alaycı bir tavırda eleştiri yapıyor. Kitabımız yüzyıllardan beri süregelen Adem ve Havva'nın yasak elmayı yiyip cennetten kovulması ile başlıyor.Ve bu sayede gerçek yaşam ile tanışıyorlar . İlkel yaşamın ilk evreleri buralarda başlıyor okurken çok daha net anlayacaksınız. Adem ve Havva'nın çocukları olan Kabil ve Habil de olaylara dahil oluyor...

Trenle Ada'ya Doğru

''Hiç trenle Ada'ya gidilir mi?'' demeyin. Manş tünelinin İngiltere adasını kıta Avrupasına bağlayan treninden bahsedeceğimi de zannetmeyin.Ülkemizden bir rotadan Adapazarı'ndan bahsedeceğim. Adapazarı,kentin sakinlerince Ada olarak anılır. Sakarya İli'nin merkez ilçesi konumundaki bu yer ismiyle öylesine ünlüdür ki şehrin diğer adıymış gibi kullanılması bizi yadırgatmıyor. Adapazarı;İstanbul -Ankara yolunun üzerinde her iki şehrin tam ortasında konumlanmış, Marmara ve Karadeniz iklimlerinin buluştuğu,temiz ve kesinlikle gezilesi bir yer. Ben de çantamı topladım ve Pendik Gar'a vardım.Sabah saatlerinde tren ile Adapazarı'na doğru gitmek için yola çıktım. Yolculuğum bir buçuk saat sürecek.Adapazarı'na varmadan yarım saat önce sizi engin mavi gölü ile Sapanca karşılayacak.Dilerseniz siz burada da inip bir küçük kaçamak da yapabilirsiniz. Konumuz Adapazarı olduğu için inmedim ve az zaman sonra trenimiz Adapazarı Garı'ndaki peronuna yan...

Aamin Maouluf-Doğu'nun Limanları

Bir roman daha fazla ne kadar akıcı olabilir? Bir anlatı hayata ne kadar dokunabilir? İşte Doğu'nun Limanları bu sorulara cevap bulmak için doğru yer çünkü tüm beklentilerinizi karşılıyor. Aamin Maaoluf, okuduğum Arap kökenli ilk yazardı.Bu bakımdan Ortadoğu edebiyatıyla tanışmak bizden izleri farklı pencerelerden görmek beni mutlu etti bu kadar akıcı bir roman yazması benim adıma ayrıca şanstı. Kahraman ve anlatıcı Paris'te bir rastlantıyla k arşılaşıyor.Ba ştan söyleyeyim bu teknik anlatıya ayrıca bir hava ve derinlik katıyor.Hikayemiz, Batı'nın bittiği Doğu'nun başladığı o gizemli kentte başlıyor.Dünya'nın kalbini tutan İstanbul'da.Bu şehri tutan dünyayı tutardı bir zamanlar.Ve 400 yıl tutan Doğu'nun sahibi o efsane hanedanlık Osman Soyu ve Osmanlı... Hikaye Osmanlı'nın meşhur darbelerinden olan, ismi verilmeyen Abdülaziz suikastiyle başlıyor.Abdulaziz'in kızı İffet, babasını bu elim halde gördükten sonra toparlanamaz ve sarayın doktorları...

Orhan Pamuk- Masumiyet Müzesi

Hayatımın en mutlu günüymüş,bilmiyordum" diyerek başlıyor usta romancı hikayesine.Ro man birinci tekil şahsın üzerinden anlatılmakta. Bu şahıs:Kemal Bey... Ancak garip olan bir şey var ki Orhan Pamuk ve diğer roman karakterleri(Cevdet Bey ve Oğulları,Şair Ka,Pamuk ailesi,Ünlü gazeteci Celal Salik ) aynı romanda.Kurgu nerede başlıyor nerede bitiyor kestirmesi güç ve aynı zamanda zevkli bir akıcılık katıyor. Romana;kurgusal alemin gerçek hayata dönüştüğü,1960'ların değişen Türkiye'sinde Mümtaz Bey'in kurduğu ünlü tekstil şirketi Satsat'ın sahibinin oğlu Kemal ile Nişantaşı'nın arka sokağında oturan kendinden küçük akrabası  Milliyet Gazetesi Güzellik kraliçelerinden Füsun'un dillere destan modern bir Leyla u Mecnun aşkı yaşadığı 1975'in İstanbul'unda başlıyoruz. Bir yeşilçam melodramı gibi dönemin şarkılarını,olaylarını,dünyasını işleyen Nişantaşı'dan Çukurcuma'ya birkaç dakikalık yollarda dünyaların değişebildiğini gösteren,bunu ya...