ERMİŞ-CİBRAN

Lübnan asıllı Amerikan yazar Halil Cibran'ın en meşhur eseri Ermiş;Mürşit,Nebi ve Ermiş gibi birçok farklı isimle Türkçeye çevrildi. Benim okuduğum çeviri Işkültür'den. Yaklaşık 50 sayfa olan kitap tam metrobüslük. Kitabı Altunizade'de okumaya başlarsanız Cevizlibağ'da bitirerek bir Ermiş olarak metrobüsten çıkabilirsiniz :)

Her neyse konuya geçelim.
  Orphalase adlı ütopik şehri, aslında dünyayı temsil eden  bir mekan. Dünyanın küçültülmüş bir versiyonu olan Orphalase halkı,Ermiş olarak anılan El Mustafa'ya sorular sorar.El Mustafa= Ermiş.
Ermişse halkını terk etmeden yani ölmeden önceki son günü şehre bir konuşma yapar. Halktan sorular alır. Cevabını şiirsel bir üslupla paylaşır.
Halk ona aşkı sorar mesela. Birken bir olmak ama iki olduğunuzu da unutmamak der Ermiş.

Çalışmanın, çocukların, evliliğin, yaşamın, ölümün cevabını arar halk. Cevap verir Ermiş.
Meğer Çocuklarımız bizden çıkan oklar, bizler onları geren yaylar imişiz.
Ermiş şehri( dünyayı) bir akşam vaktinde terk eder.
Veda hutbesini bir tirat havasında yapar. Gemisine( eceline)  biner


Eleştirim:
Fransızcada Lé Proptethe(Peygamber)  olarak geçen Ermiş, sanıyorum ülkemizde tepki çekmemek adına çevirilerde  Ermiş olarak geçilmiş. Ama ana karakter adeta bir Hz. Muhammed hz. Isa karışımı demekten de kendimi alamıyorum. Burada Halil Cibran'ın müslüman asıllı bir Hıristiyan olmasını da elbette göz ardı etmiyorum.
Örneğin roman karakterimiz Ermiş'in giyim hakkındaki görüşleri klasik Katolik düşüncesi.
Tanrının yüreği gibi ifadelerse Tanrı'yı cisimlestirilmeye çalışan Hıristiyan formatta bir  eğitimin neticesi.
Ama Ermiş karakterinin isminin Mustafa olmasına ne demeli?  Kime bu gönderi ?
Bence Hz. Muhammed'den başkasına değildi.
Burada biraz teolojiye girmek istiyorum.
Pek çok Hıristiyanın kabul ettiği görüş, hz.Muhammed'e dini görüşlerini Hıristiyanların öğrettiğidir. Şam olayını duymuşsunuzdur. Ticaretle uğraşan amcasının yanında Hz. Muhammed'in yahudilerce orada öldürülmemesi  için Şam'dan Mekke'ye döndüğü rivayet edilir. Bizim burada bitirdiğimiz rivayet Hıristiyanlarca devam ettirilir. Bir şekilde iftira olarak Hz. Muhammed'i papaz okuluna verildiğini ima eden ithamlarda bulunurlar.
Işte Hıristiyanların Müslümanlığı kabul etmemelerindeki temel problem, tabiri caizse: " bizden öğrendiğini bize satıyorsun" tezidir. Oysa biz bu düşüncenin bir yanlış hatta bir safsata olduğunu Kuran-ı Kerim sabitiyle biliyoruz. Ümmi( okuması olmayan) Rahmet Elçisi yalnızca bir okulda öğrenebileceği bilgileri Kuran'ı Kerim'de bize vahiy olarak getirmiştir. O gün birçok yanlış bilinen şey daha sonra açığa çıkmış bugün bile Kuran'ın birçok mucizesine şahitlik etmekteyiz. Hâl böyleyken onun bir insan yazımı kitap olmadığını bilmekteyiz.

Haydi, konuyu daha fazla dağıtmadan
Ermiş'e dönelim. Ermiş'in anavatanı Lübnan özellikle Beyrut, birinci dünya savaşı sonrası medeniyetin biraz olsun yaşadığı muhteşem bir şehir(di). Daha önce bu sayfaya konuk ettiğimiz Aamin Maalouf sayesinde daha yakından incelediğim bu kadim coğrafya ile bir an önce tanışmak ve Cibranları, Akkadları, Maaoluflari yetiştiren bu şehrin atmosferini size Youtube kanalımızda da aktarmak istiyoruz.
Sözü açılmışken kanalımızı takip etmeyi unutmayın
Ortadoğu'nun bir başka incisi Iskenderiye ile ilgili videomuz yakında bu kanalda sizinle olacak

Takip etmeyi unutmayın