Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim?
Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır.
Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde.
Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı.
Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterlerin içinden ''hehh işte bu'' dediğim kahramandı.Aslında bir kahramanlık yapmamıştı roman boyunca.Ama hikayesi ile çok bizden biriydi.Sanki tanıyor ve sohbet ediyor okuduğum saatlerde saatlerce telefonumdan ve dış dünyadan ayrı kalmayı başarıyor okul dönüşü geceden bıraktığım Mevlut'un hikayesine devam etmek için odama koşuyordum. Mevlut ile birlikte değişen ülkemizde ve dünyada taşradan göçmüş bir gecekondu semtinde o, küçük dünyasında büyük olaylar yaşıyordu.Kız da kaçırdı,boza da sattı,namaz da kıldı,içki de içti, siyasi afiş de astı,sevdi,sevildi... O bizden biriydi.
Ama her olay bir şekilde ona vuruyordu.
52 Doğumlu Mevlut Karataş'ın yaşadığı/ gördüğü o günler o anlar olmasa bugün farklı bir ülkede ve farklı bir dünyada yaşıyorduk belki
Mevlut 60 ihtilalini de 71'i de 80'i de 97' yi de gördü
Yunan'ı da ,İrani'yi de Saddam'ı da 11 Eylül'ü de
Sağ-sol, Türk-Kürt, Alevi-Sunni diye de ayrılırdık Mevlut'un hikayesinde
Kıbrıs için birleşirdik de.
.İşte bu kırılmalardı Mevlut'un Kafası'nda onulmaz Tuhaflıklar açan
Mevlut'un 1952-2012 arasında sokaklarda boza satarak hayatta kalmaya çalıştığı yaşamı Türkiye'nin kısa tarihi gibiydi.Bu olayları bir tarih kitabından değil bir romandan okumak Kafalardaki Tuhaflıkları anlamınızı sağlayabilir.
Umberto Eco'nun söylediği gibi Fransız İhtilali'ni anlamak isteyen Sefiller'i okusun.
Başta da söylediğim gibi 3 günde 500 sayfa okumanın üç sırrı:İlgi,İlgi,İlgi...
Yorumlar
Yorum Gönder