Dünyanın en bilinen eserlerini ve bu eserlerin kahramanlarını sorsanız pek çok kişi bu ince uzun, gri sakallı sıska adamı( Don Kişot) ve yardımcısı obur Sanço Panza'yı söyleyecektir.
Don Kişot bir efsane, zamanın ruhuna meydan okuyan bir şovalyedir.
Don Kişot'un Yaratıcısı Cervantes -Osmanlı esaretinden de geçmiştir- kahramanı Don Kişot'u romanların okuru olan burjuva sınıfından bir asilzade olarak seçmiştir. Don Kişot zamanının ve servetinin tümünü Ortaçağ'da oluşturulmuş tarihi romanlara harcamaktadır. Bu efsanevi mitik eserler Don Kişot üstünde büyük te'sir eder. Kahramanımız okuduğu romanlardaki gibi bir şovalye olmak ve her şovalyenin olduğu gibi bir aşkı olsun istemektedir.
Kendisine hayali bir sevgili uydurur. Onun peşine İspanya topraklarını arşınlamaya ve iki yüz yıl önce bitmiş şovalyelik kültürüne tek başına sahip çıkmaya başlamıştır.
Bu maceraya tek başına gitmeyecektir elbette. Her şovalyenin olduğu gibi onun da bir atı,bir kılıcı ve bir seyisi olmalıdır.
Eski beygirine bir isim bulur çünkü şovalyelerin atları olur ve beygir yerine o artık bir kısraktır: Rocinante...
Rocinante'nin atılacağı yollarda menzili hayali prensesin de ismi tayin edilmiştir: İspanya'nın en güzeli Dulciena Del Toboso...
Bir de seyis lazımdır. Bu kadar macera elbette kansız olmayacaktır. Yaraları saracak getir-götüre koşacak bir yardımcı olacaktır. Bu isim de çok geçmeden belirlenir Don Kişot'ça. Onun şehrinde yaşayan köylü macerada yanında olacaktır bu isim Şanco Panza'dır... Panza ve Don Kişot çeşitli maceralara atılır.
Artık İspanya kepçe onlar kaşık olacaktır.
Evettt.... Hepinizin bildiği bu kahramanımızı ve kitabı biraz tahlil etmek isterim.
YKY'den çıkma 289 sayfalık Don Kişot bir ilkgençlik romanıdır.
Aslında bin sayfaya yakın İspanyolcadan çevrilmiş kitaplar da var ama ben Reşat Nuri'nin kısaltılmış çevirisini satın aldım ve yaklaşık 4,5 saatte okumayı bitirdim. Harika bir kitaptı.
Don Kişot içimizde açık edemediğimiz cesareti ve Panza açgözlülüğümüzü simgeliyordu.
Hepimiz zamana ve sisteme meydan okumak istiyoruz ama konforumuzdan vazgeçmiyor hayatımıza ve bayağılımıza devam ediyoruz değil mi? Aynı günler aynı şeyler... Aynı çıkar ilişkileri... Aynı bencillikler. Bu hengameden hepimiz bıkıyor ama hangimiz vazgeçiyoruz? Don Kişot'un da vermek istediği mesaj tam da bu. O kendi kurgusunda gerçekliği buluyor. Şanını, efendiliiğini,senyörlüğünü ve şatosunu geride bırakarak bir maceraperest olarak yollara çıkıyor. Bu cesareti de okuduğu kitaplardan buluyor.
Kim bilir? Belki biz de maceralara atılma cesaretini Don Kişot'ta ya da bambaşka bir kitabından bulacağız. Ve kim bilir belki de bir başkası aradan yıllar geçince tıpkı Cervantes gibi bizi eserine kahraman yapacak.
Kısaca okuyarak okunacak hale geleceğiz. Bizim mücadelemiz yel değirmenleri ya da aslanlarla değil daha güçlü bir rakip olan kendimizle olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder