Ana içeriğe atla

PAPAĞANLI BAKKAL


                PAPAĞANLI BAKKAL              

    



BAKKAL İLE PAPAĞAN



Memleketin birinde bir bakkal ve bakkalın da dükkânından daha değerli bir de papağanı vardı. Güzel sesli, yeşil, konuşkan bir papağandı. Her an dükkâna göz kulak olur, girip çıkanları takip eder, gelen müşteriler ve bütün sevdalılarla nükteli konuşmalar yapardı.


Zümrüt yeşili güzel sesli papağan, sadece insanlara karşı konuşkan değildi, hemcinsleri olan papağanlara mahsus ötüşte de pek hünerliydi. Sırf bu sebeple dükkana alışverişe gelenlerin sayısı az değildi.
Yörüğün sürüsünü çekip çeviren karabaş gibi, bakkalın dükkânını çekip çeviren ve servetine servet katan papağan bir gün, nedense sıçrayıp patırdadı ve dükkânın bir tarafından diğer tarafına kaçtı. Kaçarken masa üstünde ve raflarda bulunan gülyağı şişelerini döktü;  bakkalın elbiseleri, yerler, masanın üzerleri hep gülyağı oldu.
Hiçbir şeyden haberi olmayan Efendisi evden geldi, tam bir sahip edasıyla ve huzurla oturdu.
Bir müddet sonra burnuna gülyağı kokusu gelmeye başladı. Masa üstünde ve yerlerde gözüne çarpan hafif ıslaklığa dikkatle baktı, gülyağı olduğunu anladı. Etraf yağla doluydu, elbisesi de yağlanmıştı.
Dükkândaki bu tahribatı yapanın, büyük zarar ve ziyana sebep olanın papağan olduğunu anladı. Dükkânın bir köşesinde, hiçbir şey olmamış gibi öylece duran Papağana karşı büyük bir öfke duydu. O öfkeyle eline geçirdiği bir cismi papağanın başına vurdu. Bu vuruşla kafa derisi soyulan papağanın başı kel oldu.
Papağan, hem canının yanmasından, hem kahrından birkaç gün hiç sesini çıkarmadı. Bakkal ise pişmanlıktan yüreği yanmış halde, bir yandan ölmeyişine sevindi bir yandan da derin derin ahlar çekti. Sakalını yoluyor ve diyordu ki:
“-Yazık, yazık! Nimet güneşim buluta girdi. O güzel sözlünün başına vurduğumda keşke elim kırılsaydı.”
Böyle söylenip hayıflanarak, kuşu konuşmasını elde etsin diye olmadık şeyler yaptı, önüne gelen her yoksula hediyeler verip sevindirdi.
 Üç gün ve geceden sonra dükkânda şaşkın, ağlamaklı ve ümitsizce oturmuştu. Konuşmaya başlaması için bu kuşa her çeşit ilginç şeyler gösteriyordu.
Tasın ve leğenin arkası gibi saçsız başıyla, başı çıplak bir Cevlâki geçiyordu. Başında bir tek kıl bile bulunmayan dervişi görünce, papağan hemen konuşmaya başladı. Çok dertler ve cefalar çekmiş akıllılar gibi dervişe seslendi:
“-Ey kel! Ne sebeple kellerin arasına karıştın? Yoksa sen de şişeden yağ mı döktün?”dedi.
Halk, papağanın bu karşılaştırmasından dolayı gülüştü. Zira papağan, hırkalı dervişi kendi gibi sanmıştı. (Mevlânâ Mesnevî'sinden)




MEVLANA ile ilgili görsel sonucu      Sizce insanlar birçok bakkal varken neden papağanlı dükkanı ziyaret etmektedir?


Papağının konuşmamasının sebebi nedir?


Siz dükkanınız dağınık bir şekilde görseniz papağana ne derdiniz?


Papağan tekrar nasıl konuşmaya başlamıştır?



Hikayede kimler vardır? Nasıl duygusal özellikler göstermektedirler?



Hikayenin olay örgüsü nedir?



Sizce Mevlana bize bu hikaye ile bize ne anlatmak istemiştir?








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yabancılara Türkçe Öğretimi Etkinliklerim

WORDWALL Tanışma ŞİMDİKİ ZAMAN IYOR A1   Şimdiki Zaman RESİM&KELİME Gelecek Zaman EMİR KİPİ SINIFTAKİ NESNELER A1 Nesneler Genel   Renkler Sayılar Günler  Hâ l ekleri  BEDENİMİZİ TANIYALIM-DEMBA BA  KİŞİ ZAMİRLERİ   AYLAR MEVSİMLER A1.GENEL TEKRAR SAAT KAÇ? Meyveler Yer Edatları Yer Edatları 2 Yer Edatları (ALTINDA-ÜSTÜNDE-İÇİNDE) Meslekler Meslekler Resim Bulmaca Geniş Zaman Fiil& Resim Tüm kipler&şahıs ekiyle cümle kurma oyunu   Zamire uygun şahıs ekini bulma KAHOOT 1. TANIŞMA    Tanışma 2 2. Gelecek Zaman 3. İsim Cümleleri 4. Saat 5. İyelik Eki 6. Akrabalar 7. Şimdiki ZAMAN 8. Temel Sıfatlar 9. Belirli Geçmiş Zaman 10. Ev 11. Meslekler 12. Meslekler 2 13. Sayılar Kıyafetler https://prezi.com/view/tOWmW7wpExPsq8hw2Zvr/ ZAMAN  https://padlet.com/2ogretmen1kitap/zaman

Okumamı Atatürk Emretti/Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde Atatürk’ün emriyle çevrilmiş ve tüm eğitim camiasına önerdiği; öğrencilerin ve öğretmenlerin okumasını emrettiği bir kitaptır. Kitabın adından mülhem Beyaz Zambaklar Ülkesi : soğuk iklimi ve coğrafyasında bolca yetişen zambakları ile ünlü Finlandiya’dır . Finlandiya 19.yüzyıldaki İsveç ve Rus işgali sonrası geç kavuştuğu bağımsızlığına rağmen bugün öğretmenleri sayesinde eğitimin dünyadaki öncüsü ve refah seviyesi yüksek olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Finlandiya eğitim sistemi birçok ülkeye model ve -uygulanmasa dahi- Türk Eğitim sistemine de ilham olmuştur.   ''Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.'' Bu kitapta; eğitim öncüsü Snelman’ın bir medeniyeti eğitimle, kültürle ve çalışmayla tüm Fin halkının müşterek katılımıyla nasıl inşa ettiğine ve Finlandiya’nın gerçek hikayesine şahitlik edece...

3 GÜNDE 500 SAYFA? - KAFAMDA BİR TUHAFLIK

Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim? Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır. Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde. Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı. Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterle...