Yazarı da kahramanı da bir öğretmen.
Bir öğretmenin romanı.
Feride’nin…
Feride ki Atatürk’ün en sevdiği roman karakteri. Atatürk ,
seyahatlerinde onunla yaşar canı sıkılınca açar Feride’nin sergüzeştine göz
gezdirirmiş.
Feride; arkadaşlarının uçarılığı sebebiyle taktığı lakabıyla
Çalıkuşu Osmanlı’nın son zamanlarında doğmuş, babası Musul’da
görev yaparken annesini kaybeden dolayısıyla evsiz ve öksüz kalan bir kızdır.
Feride babasının şehir dışında olması sebebiyle kızlarını kaybettiklerini
düşünen anne tarafına verilmez. Baba bunu kendine yediremez. O yüzden
Feride’nin yeni yuvası belli olur. Fransız Kız Mektebi Lise De Sion
( Kız Kardeş) yatılı okulu.
Feride’nin romanı tam da burada başlar. Bir günlük
samimiyetinde, bir iç döküş yolunda. Feride Fransız mektebinde kendini onlardan
daima farklı gören ve okumaya hevesi olmayan bir öğrencidir.
Dersleri kaynatır, Sör Alexi’yi ve diğer öğretmenlerini sürekli kızdırır. Yıllar geçer mektep biter. Feride babasını da kaybedince anneannesinin yanına gider. Burada onun hırçınlığıyla tam zıt bir karakter ile Feride ne kadar erkeksi ise bir o kadar nahif ve kırılgan kuzeni ile tanışır: Kamuran.
Dersleri kaynatır, Sör Alexi’yi ve diğer öğretmenlerini sürekli kızdırır. Yıllar geçer mektep biter. Feride babasını da kaybedince anneannesinin yanına gider. Burada onun hırçınlığıyla tam zıt bir karakter ile Feride ne kadar erkeksi ise bir o kadar nahif ve kırılgan kuzeni ile tanışır: Kamuran.
Kamuran yaşından büyük düşünen ve İstanbul beyefendisi
olarak yetiştirilen bir kimsedir. Oyunla işi olmaz, onun için önemli olan
gömleğinin ütüsünün düzlüğüdür diyebilirim. Yani İstanbul’da kalan Osmanlı
aydınını temsil etmektedir.
Ama Feride’miz öyle mi? Feride hırçın tabiatlı. Maceraperest
bir kız. Hırçınlığının ilgi gösterilmeyişinin içinde ne derin bir şefkat
taşıyor bir bilseniz. Kim gibi mi dersiniz? Feride tam bir Anadolu… Yalıda
yapamaz Feride. Kamuran ile nişanlandırılmıştır fakat nikahına ramak kala bir
haberle yüz yüze kalır.
Alır beğenmediği mektebinin diplomasını tutar Bab-ı Ali yokuşunun
yolunu. Maarif Vekaleti’ne ( bugünün MEB’i) gider. Kendisini İstanbul’dan en
ücra köşeye atmalarını rica eder.
Böylece kimsenin askerlik ve vergi dışında yüzüne bakmadığı
Anadolu’ya koşar Feride. Kadın başına. Bir muallime olarak. Üstelik muallimlerden
ve maariften nefret duyarken. Bir
yangından kaçarken ışık olmaya karar verir Feride….
Önce B…’ye ( Bursa diye tahmin ediyorum yazar tarafından
sansürlenmiştir) sonra Ç…’ye ( Çanakkale olası) gider. Ardından bunları
Karşıyaka ve İzmir sürgünleri de izler. Feride gittiği her yerde Kurtuluş
Savaşı’nın izlerine Anadolu’nun hizbeliğine rast gelir. İmar edilmemiş bin
yıllar yorgunu fakir fukara Anadolu’ya. Kendi kendine ülkenin en iyi şehrinde
en iyi öğretmenlerinden ders aldığını ve buna rağmen birçok şeyi layıkıyla
yapmadığını, öğretmenlerini üzdüğünü kabullenir. Öğretmenliğin ne demek
olduğunu anlar Anadolu’nun mahzun yüzlü çocuklarının bakışlarında.
Bir evlat edinir. Munise….
Gözleri önünde kaybeder Munise’yi. Acılar daha liseden yeni
mezun olmuş ve mesleğinin onuncu yılında yorgun bir ihtiyara çevirir Feride’yi.
Çünkü cehaletle yapılan savaş en büyük savaştır. Halkı yedi düvelle savaşırken
kendisi de iç buhranlarıyla ve dış baskılarıyla savaşmaktadır. Aklı hala
İstanbul’dadır.
Feride’nin günlükleri yarım kalır. Sonrası akıl almaz bir
sonla sonuçlanır. Okuyun bakalım bu kadını.
Anlayın öğretmenlik mesleğinin derin hatıratlarını.
Çok güzel olmuş tebrik ederim inş mutlu olursunuz feride hanım
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilReşat Nuri Güntekin’in kalemiyle ilk olarak ‘’Çalıkuşu’’ romanında tanışmıştım. Lise yıllarımda okuduğum bu roman hem konusuyla hem cümleleriyle kalbime ve hafızama kazınmıştı. ‘’Çalıkuşu’’ romanından derlediğim en güzel alıntıları okumanız için sizinle de paylaşmayı çok isterim. http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/resat-nuri-guntekin-calikusu-romanindan-hafizama-kazinan-10-alinti/ Kitapta en sevdiğim cümle şu olmuştu:
‘’Daha o gün anlamıştım Feride; ben ömrümce seninle sınanacaktım. Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır.’’
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıkla kalın.