Ana içeriğe atla

Sınıfım Meşhur mu Oluyor?



salah uefa champions cup ile ilgili görsel sonucu


O akşam Liverpool'un kupayı aldığı herkes tarafından biliniyordu.Çünkü dev maç altmış ülkede naklen yayınlanmıştı. Kupa allılara gidince hayat normale dönmeye başlamıştı. Tüm dünyada özellikle İstanbul'da kutlamalar akşama değin sürmüş sonra herkes misafir geldiği otellerine dönmüştü.

Sabah olunca valizlerin yollara dökülen sesleri duyulmaya başladı. Şehre gelen binlerce turist havalimanının yolunu tutmaya başlamıştı.

Havalimanı star kaynıyordu. Önce güvenlik noktasından ve x-ray cihazlarından mavi bavullar görüldü. Gelen mağlup taraf Chelsea idi. Chelseali taraftarlar kaçırılan frikikten bahsediyordu. Futbolcuların ise suratları asıktı.

Chelsea kendilerini bekleyen tayyareye doğru hızlıca ilerledi ve 14.15 sefer saatli Türk Hava Yollarına ait uçak İstanbul-Londra seferini yapmak üzere tam vaktinde teker kaldırdı.

Tam da bu saatlerde havalimanı kalabalıklaşmaya başladı. Binlerce taraftarıyla coşkular, şarkılar marşlar eşliğinde Liverpool kupasıyla geliyordu. Kupayı Beşiktaş Park'tan İstanbul Havalimanı'na kadar otobüsün sırtında taşımak; biraz Henderson'a biraz Salah'a biraz Firminho'ya biraz Shaqiri'ye en çok da kaleci Allison'a nasip oldu.


liverpool bus ile ilgili görsel sonucu


İstanbul Havalimanı'nda evlerine rızık götürmek ile mesul binlerce amele telefonlarına sarıldı ve bu anı selfie çekerek ölümsüzleştirmeye çalıştı. Amelelerin gözlerinde yorgunluk,mutluluk ve Ağustos sıcağından daha sıcak, emek etmenin haklı gururu vardı.
Geçen sene açılan bu mega yapı on binlerce insana ekmek kapısıydı. Hala açılmayan inşa halindeki alanları da açılınca dünyanın en büyük havalimanı olacaktı.

Bu sırada Liverpool'un uçağı piste yanaştı. Görevliler alkışlar eşliğinde takımı içeri almaya başladı.
Uçak birazdan hareket edecekti. Pilot gerekli onayları almak için kule ile irtibat halindeydi.

Hareket anı geldi.
Kemerler bağlandı.
Uçak içi ve dışı kontrolleri yapıldı.
Pilot uçağı hareket ettirmek için gerekli butonlara bastı.

Ama...

Uçak bir türlü hareket edemiyordu.
Bir problem vardı.

Ama ne?
Kimse bilmiyordu.

Aradan yarım saat geçti. Hala harekete dair bir ses yoktu. Uçak İstanbul'da kalmıştı. Uçuş bilenlerin deyimiyle rötar yapmıştı.

Futbolcular huzursuzlandı. Kupayı almışlardı ailelerine döneceklerdi ama uçak bir türlü hareket edemedi. Başka uçağa da geçemezlerdi çünkü valizleri bu uçakta kalmıştı. Eşyaları taşınma esnasında kaybolabilirdi. Ayrıca İngiltere hükumeti sadece bu uçak için uçuş izni vermişti. Başka bir uçağa geçerlerse Londra hava limanından girişlerine izin verilmeyebilirdi. 

Çaresiz bekliyorlardı.
Bu sırada uçağın rötarının yirmi dört saatten fazla süreceği açıklandı. Çünkü arıza motor takımlarındaydı. Futbolcular ve teknik heyet uçaktan tahliye edildi.


uçak liverpool ile ilgili görsel sonucu


Uçak bakıma futbolcular bekleme odasına alınmıştı. Bu sırada futbolculara wi-fi şifresi verilmiş sıkılmamaları ve ülkemizi kötü tanımamaları için herkes seferber olmuştu. Havalimanında mahsur kalan futbolculara İstanbul'un her yerinden birkaç saat içinde hediyeler gelmeye başladı.

Kimileri Malatya kayısısı kimileri Sivas sazı kimileri Karadeniz fındığı kimileri Ege zeytinyağı kimileri ise kendi şehirlerinin el yapımı hediyelik eşyalarını getirip futbolculara ulaştırıyordu.
Futbolcular öyle mutluydu ki uçağın gecikme yapmasına seviniyorlardı.

Bu sırada en çok hediye toplayan meşhur futbolcumuz Salah internette dolaşırken sarı tişörtlü bir okulun resmine dikkat kesildi. Beşinci sınıflar İnstagram'a Atatürk havalimanında çektirdikleri fotoğrafları atmış ve Salah'ı etiketlemişlerdi. Sarı tişörtlü delikanlıların çok geçmeden Yeniden Diriliş Koleji'nde talebe oldukları anlaşıldı.

Salah bu çocukları çok sevmişti.Çocukların gülen yüzlerindeki tebessüm Salah'ın da kalbini ısıtmıştı.

Salah fotoğrafa kalp attı.

Ve bir yorum bıraktı.

"Neden beni bu fotoğrafa etiketlediniz?"

Yorum telefonların bildirim paneline düştü.

"Ne oluyor?" dedi herkes.

"Bu gerçek Salah mı?"

Herkes beğeni yapanın fotoğrafına tıkladı. Evet Salah fotoğrafı layklamıştı.




Salah'a ne cevap vereceklerini bilmiyorlardı. Çünkü beşinci sınıflar Emir hocanın İngilizce dersinde çok yaramazlık yapıyorlar dersi kaynatmaya çalışıyorlardı. Salah çocukların neden onu etiketlediğini anlamak istiyordu.

"Henüz vaktim varken...Bu çocuklara neden sürpriz yapmıyorum?"

Atladı taksiye ve "Yenibosna'ya..." dedi. Giriş kattan içeri girdi. Sol tarafa doğru yöneldi.
"Hüseyin Ağabey selamun aleyküm" dedi. Beşinci sınıfların kapısını çaldı. 

"Tak,takkk,takk!

Açan olmadı
"Takkk...takkk.TAK."

Sonra bir ses duyuldu. 
"Oğlum hadi uyan"

"Ne alaka" dedi herkes.

Tak tak yapılan beşlerin değil Furkan Hoca'nın kapısıydı. Kapıyı Salah değil Anneanne çalıyor sabah dersinin başlamak üzere olduğunu bildiriyordu.

"Uyan artık Oğlum.Ders anlatacaksın"

Rüya bitmiş Salah bir ay önce evine çoktan gitmişti...



 Sınıfım meşhur mu oluyor?



O akşam Liverpool'un kupayı aldığı herkes tarafından biliniyordu.Çünkü dev maç altmış ülkede canlı yayınlanmıştı. Kupa kırmızılara gidince yaşam normale dönmeye başlamıştı. Tüm dünyada özellikle İstanbul'da kutlamalar akşama değin sürmüş sonra herkes konuk geldiği otellerine dönmüştü.

Sabah olunca valizlerin yollara dökülen sesleri duyulmaya başladı. Şehre gelen binlerce turist havalimanının yolunu tutmaya başlamıştı.

Havalimanı star kaynıyordu. Önce güvenlik noktasından ve x-ray cihazlarından mavi bavullar görüldü. Gelen mağlup taraf Chelsea idi. Chelseali taraftarlar kaçırılan serbest vuruştam bahsediyordu. Futbolcuların ise yüzleri asıktı.

Chelsea kendilerini bekleyen tayyareye doğru hızlıca ilerledi ve 14.15 sefer saatli Türk Hava Yollarına ait uçak İstanbul-Londra seferini yapmak üzere tam zamanında teker kaldırdı.

Tam da bu saatlerde havalimanı kalabalıklaşmaya başladı. Binlerce taraftarıyla coşkular, şarkılar marşlar eşliğinde Liverpool kupasıyla geliyordu. Kupayı Beşiktaş Park'tan İstanbul Havalimanı'na kadar otobüsün sırtında taşımak; biraz Henderson'a biraz Salah'a biraz Firminho'ya biraz Shaqiri'ye en çok da kaleci Allison'a nasip oldu.


liverpool bus ile ilgili görsel sonucu


İstanbul Havalimanı'nda evlerine rızık götürmek ile sorumlu binlerce işçi telefonlarına sarıldı ve bu anı selfie çekerek ölümsüzleştirmeye çalıştı. Amelelerin gözlerinde yorgunluk,mutluluk ve Ağustos sıcağından daha sıcak, emek etmenin haklı gururu vardı.
Geçen yıl açılan bu dev yapı on binlerce insana ekmek kapısıydı. Hala açılmayan inşa halindeki alanları da açılınca dünyanın en büyük havalimanı olacaktı.

Bu sırada Liverpool'un uçağı piste yanaştı. Görevliler alkışlar eşliğinde takımı içeri almaya başladı.
Uçak birazdan hareket edecekti. Pilot gerekli onayları almak için kule ile bağlantı halindeydi.

Hareket anı geldi.
Kemerler bağlandı.
Uçak içi ve dışı kontrolleri yapıldı.
Pilot uçağı hareket ettirmek için gerekli tuşlara  bastı.

Ama...

Uçak bir türlü hareket edemiyordu.
Bir sorun vardı.

Ama ne?
Kimse bilmiyordu.

Aradan yarım saat geçti. Hala harekete dair bir ses yoktu. Uçak İstanbul'da kalmıştı. Uçuş bilenlerin deyimiyle rötar yapmıştı.

Futbolcular huzursuzlandı. Kupayı almışlardı ailelerine döneceklerdi ama uçak bir türlü hareket edemedi. Başka uçağa da geçemezlerdi çünkü valizleri bu uçakta kalmıştı. Eşyaları taşınma esnasında kaybolabilirdi. Ayrıca İngiltere hükumeti sadece bu uçak için uçuş izni vermişti. Başka bir uçağa geçerlerse Londra hava limanından girişlerine izin verilmeyebilirdi. 

Çaresiz bekliyorlardı.
Bu sırada uçağın rötarının yirmi dört saatten fazla süreceği açıklandı. Çünkü arıza motor takımlarındaydı. Futbolcular ve teknik heyet uçaktan tahliye edildi.


uçak liverpool ile ilgili görsel sonucu


Uçak bakıma futbolcular bekleme odasına alınmıştı. Bu sırada futbolculara wi-fi şifresi verilmiş sıkılmamaları ve ülkemizi kötü tanımamaları için herkes seferber olmuştu. Havalimanında mahsur kalan futbolculara İstanbul'un her yerinden birkaç saat içinde armağanlar gelmeye başladı.

Kimileri Malatya kayısısı kimileri Sivas sazı kimileri Karadeniz fındığı kimileri Ege zeytinyağı kimileri ise kendi şehirlerinin el yapımı hediyelik eşyalarını getirip futbolculara ulaştırıyordu.
Futbolcular öyle mutluydu ki uçağın gecikme yapmasına seviniyorlardı.

Bu sırada en çok hediye toplayan meşhur futbolcumuz Salah internette dolaşırken sarı tişörtlü bir okulun resmine dikkat kesildi. Beşinci sınıflar İnstagram'a Atatürk havalimanında çektirdikleri fotoğrafları atmış ve Salah'ı etiketlemişlerdi. Sarı tişörtlü delikanlıların çok geçmeden Yeniden Diriliş Koleji'nde öğrenci oldukları anlaşıldı.

Salah bu çocukları çok sevmişti.Çocukların gülen yüzlerindeki tebessüm Salah'ın da kalbini ısıtmıştı.

Salah fotoğrafa kalp attı.

Ve bir yorum bıraktı.

"Neden beni bu fotoğrafa etiketlediniz?"

Yorum telefonların bildirim paneline düştü.

"Ne oluyor?" dedi herkes.

"Bu gerçek Salah mı?"

Herkes beğeni yapanın fotoğrafına tıkladı. Evet Salah fotoğrafı beğenmişti.




Salah'a ne cevap vereceklerini bilmiyorlardı. Çünkü beşinci sınıflar Emir hocanın İngilizce dersinde çok yaramazlık yapıyorlar dersi kaynatmaya çalışıyorlardı. Salah çocukların neden onu etiketlediğini anlamak istiyordu.

"Henüz vaktim varken...Bu çocuklara neden sürpriz yapmıyorum?"

Atladı taksiye ve "Yenibosna'ya..." dedi. Giriş kattan içeri girdi. Sol tarafa doğru yöneldi.
"Hüseyin Ağabey selamun aleyküm" dedi. Beşinci sınıfların kapısını çaldı. 

"Tak,takkk,takk!

Açan olmadı
"Takkk...takkk.TAK."

Sonra bir ses duyuldu. 
"Oğlum hadi uyan"

"Ne alaka" dedi herkes.

Tak tak yapılan beşlerin değil Furkan Hoca'nın kapısıydı. Kapıyı Salah değil Anneanne çalıyor, sabah dersinin başlamak üzere olduğunu bildiriyordu.

"Uyan artık Oğlum.Ders anlatacaksın"

Rüya bitmiş Salah bir ay önce evine çoktan gitmişti...











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yabancılara Türkçe Öğretimi Etkinliklerim

WORDWALL Tanışma ŞİMDİKİ ZAMAN IYOR A1   Şimdiki Zaman RESİM&KELİME Gelecek Zaman EMİR KİPİ SINIFTAKİ NESNELER A1 Nesneler Genel   Renkler Sayılar Günler  Hâ l ekleri  BEDENİMİZİ TANIYALIM-DEMBA BA  KİŞİ ZAMİRLERİ   AYLAR MEVSİMLER A1.GENEL TEKRAR SAAT KAÇ? Meyveler Yer Edatları Yer Edatları 2 Yer Edatları (ALTINDA-ÜSTÜNDE-İÇİNDE) Meslekler Meslekler Resim Bulmaca Geniş Zaman Fiil& Resim Tüm kipler&şahıs ekiyle cümle kurma oyunu   Zamire uygun şahıs ekini bulma KAHOOT 1. TANIŞMA    Tanışma 2 2. Gelecek Zaman 3. İsim Cümleleri 4. Saat 5. İyelik Eki 6. Akrabalar 7. Şimdiki ZAMAN 8. Temel Sıfatlar 9. Belirli Geçmiş Zaman 10. Ev 11. Meslekler 12. Meslekler 2 13. Sayılar Kıyafetler https://prezi.com/view/tOWmW7wpExPsq8hw2Zvr/ ZAMAN  https://padlet.com/2ogretmen1kitap/zaman

Okumamı Atatürk Emretti/Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde Atatürk’ün emriyle çevrilmiş ve tüm eğitim camiasına önerdiği; öğrencilerin ve öğretmenlerin okumasını emrettiği bir kitaptır. Kitabın adından mülhem Beyaz Zambaklar Ülkesi : soğuk iklimi ve coğrafyasında bolca yetişen zambakları ile ünlü Finlandiya’dır . Finlandiya 19.yüzyıldaki İsveç ve Rus işgali sonrası geç kavuştuğu bağımsızlığına rağmen bugün öğretmenleri sayesinde eğitimin dünyadaki öncüsü ve refah seviyesi yüksek olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Finlandiya eğitim sistemi birçok ülkeye model ve -uygulanmasa dahi- Türk Eğitim sistemine de ilham olmuştur.   ''Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.'' Bu kitapta; eğitim öncüsü Snelman’ın bir medeniyeti eğitimle, kültürle ve çalışmayla tüm Fin halkının müşterek katılımıyla nasıl inşa ettiğine ve Finlandiya’nın gerçek hikayesine şahitlik edece...

3 GÜNDE 500 SAYFA? - KAFAMDA BİR TUHAFLIK

Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim? Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır. Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde. Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı. Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterle...