Ana içeriğe atla

Liver-Bul veya İstanpool

salah ile ilgili görsel sonucu
Chelsea- Liverpool maçıydı. Kırmızılar ve mavilerin belki de bininci rovanşıydı.
Daha önce bu maçlar çok olaylara şahit oldu.
Verilmeyen fauller, ofsaytlar, kaledeki kalecilere acı veren jeneriklik goller. Hepsi yüz yılı aşkındır Chelsea- Liverpool maçlarında rastlanır olaylardı. Bu kez rastlanmamış bir olay vardı. İki İngiliz kulübü İstanbul'da karşı karşıya gelecekti.
Çok şanslıydım. Şehrime konuk geleceklerdi. Aman Allahım!  Liverpool ve Chelsea! 
LİVERPOOL ve CHELSEA haa! Daha iyi bir final olamazdı.
Bu haberi sabah kahvaltı ederken televizyon söylemişti.

"UEFA bir süper kupa verecek. Kupanın sahibini bulmak için İstanbul'u seçti."
"Yaşasın!" diye bağırdım. Ayağa zıpladım.
Bu zıplama bana pahalıya patladı. Tam zıplarken sıcak bir çay veriyordu anneannem. Ama
kör talih. Şanssızlık!
Anneannemin çok değer verdiği yarım asırlık çay bardaklarını o heyecanla kırmıştım. Anneannem bana çok kırıldığını söyledi. "Gözümden düştün delikanlı." dedi.
Her neyse. Anneannemle nasıl olsa barışırım diye sözlerini takmadım. Ben sana alırım bardak hem de porseleninden anneanneciğim! dedim.
(Daha önce de benzer şeyler kırmış hiç almamıştım.)
Hemen atkımı taktım ve Taksim'e giden ilk arabaya bindim. Bu sırada iki dünya devi Londra'dan uçmuş,  İstanbul Havalimanı'na konmuştu. Haberlere internetten göz gezdiriyordum.
Heyecandan eteklerim zil çalıyor, içim içime sığmıyordu. Harika bir akşam olacağı şimdiden belliydi. Taksim'den maçın oynanacağı Beşiktaş Park'a adeta uçtum.
Bağırmaya başladım.

vodafone arena kalabalık ile ilgili görsel sonucu

-HAZAARRD
-SALLAH
-Hazard!
- Salah!
- SALAHH bak buraya
- Hey Mane lütfen fotoğraff
diye bağırıyordum.
Sonunda kafilenin içinden biri sesime kulak verdi. Kapıya geri döndü.
Bir de baktım kim olsa beğenirsiniz?
Namaza katıldığı için kafilenin en sona kalan Mısırlı futbolcusu Salah sözlerime kulak misafiri olmuştu.
İngilizce konuşuruz diye umdum.
-"Hello Salah!" dedim.
-"Aleyküm selam" dedi.
-Aa sorry. Yani üzgünüm. Selamun aleyküm. Hav ar yu?
"-Elhamdülillah. "
Sanılanın aksine çok sıcak davranıyordu bana.
"Harika! Beni anlıyor" diye geçti içimden.Evet futbol deyince Ronaldo ve Messi ünlüydü. Ama onlardan sonra dünyanın en meşhur adamı ile muhabbet ediyordum.
Salah yüzüme baktı. Gülen yüzünde dişleri inci gibi parladı.
-"Gitmem gerek." dedi.
-"Aa haklısın ama lütfen bir fotoğraf" dedim.
-"Tamam haydi! "
Arkadaşıma telefonu verdim.
"- Hayda şarjı bitti." dedi
- Nasıl bitti ya full değil miydi?
- Kanka ne yapayım ben futbolu sevmem. Sen meşin yuvarlak ile oyalanırken ben PUBG oynadım.
- Ne diyorsun Refik sinirlerimi oynatma.
- Abi ne yapayım bitmiş
- Hay aksi. Peki ne yapacağız şimdi?
- Bilmiyorum. Powerbank'ı var mı diye sor altın krampona.
Biz arkadaşımla laflarken Salah bekliyordu. Ama gülen gözleri kaybolmuştu. Galiba Salah'ın da gözünden düşmüştüm. Artık gülmüyordu. Canı sıkılmıştı.
-Salah. Dostum şarj yok.
-Okey.
dedi. Arkasını döndü soyunma odasına giden koridora girdi.
"-Hey Salah" dedi Refik.
-Oğlum napıyorsun şarjımız yok ne yapacaksın artık Salah'ı dedim.
Bu sırada Salah tekrar arkasına döndü.Arkadaşım lafa girdi.
Bize kanıt lazım Salah.
-Seninle buluştuğumuzu arkadaşlarımıza kanıtlamamız gerek.
-Ee ne var söyleyin onlara.
-Bize inanmazlar ki.
-Neden?
- Dostlarımız bize inanmaz.
- Neden inanmıyorlar. Siz müslüman değil misiniz?
- Öyleyiz elbet.
- Ee neden inanmıyorlar peki?
- Şeyy...biz... Küçük şeyler de bile yalan söyleriz. Mesela ben kitap alacağım diyerek izin kopardım evdekilerden.
-Bense anneannemin bardağını kırdım. Bardak almaya gidiyorum deyip çıktım. Aslında almayacaktım.
 Salah düşünceli şekilde yüzümüze baktı.
- Gençler!  dedi. "Müslüman elinden,dilinden emin olunan kimsedir. Emin olmak için bir pembe yalan bile söylemememilisiniz. Yalan kötülüklerin anasıdır.
Evet şeytan yüzünden kötü şeyler yapabiliriz. Bazen birilerini kırar, bazen küfür eder, bazen birilerine şiddet gösteririz. Bazen kötü alışkanlıklar ediniriz. Bunların hepsi yanlıştır. Günahtır. Ancak bunların tövbeyle temizlenmesi belki mümkün olabilir. Temizliği mümkün olmayan yalan ve kul hakkıdır. Yalan söylemeyin. Evinize,sınıflarınıza gidin.Arkadaşlarınıza selam söyleyin.
Alın size biraz para. Vedalaşalım."
Parasını reddetsek de verdi.
"-Rica ederim bu bahsi kapatalım " dedi.
Salah'ın sözleri bize çok tesir etmişti. Etkilendiğimizi belli etmemeye çalıştık ama gözyaşlarımıza engel olamadık.
Bu sırada güvenlik bizi gördü. Ve maça ücretsiz girme girişimimizi engelledi.
Bizi kapıya koydu. Salah'a ancak uzaktan sallayabildik.
Salah bize güvenlik bizi gönderirken seslendi:
''Bu kupa sizin için.''
Ve akşam oldu.
Kupa Liverpool'undu.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yabancılara Türkçe Öğretimi Etkinliklerim

WORDWALL Tanışma ŞİMDİKİ ZAMAN IYOR A1   Şimdiki Zaman RESİM&KELİME Gelecek Zaman EMİR KİPİ SINIFTAKİ NESNELER A1 Nesneler Genel   Renkler Sayılar Günler  Hâ l ekleri  BEDENİMİZİ TANIYALIM-DEMBA BA  KİŞİ ZAMİRLERİ   AYLAR MEVSİMLER A1.GENEL TEKRAR SAAT KAÇ? Meyveler Yer Edatları Yer Edatları 2 Yer Edatları (ALTINDA-ÜSTÜNDE-İÇİNDE) Meslekler Meslekler Resim Bulmaca Geniş Zaman Fiil& Resim Tüm kipler&şahıs ekiyle cümle kurma oyunu   Zamire uygun şahıs ekini bulma KAHOOT 1. TANIŞMA    Tanışma 2 2. Gelecek Zaman 3. İsim Cümleleri 4. Saat 5. İyelik Eki 6. Akrabalar 7. Şimdiki ZAMAN 8. Temel Sıfatlar 9. Belirli Geçmiş Zaman 10. Ev 11. Meslekler 12. Meslekler 2 13. Sayılar Kıyafetler https://prezi.com/view/tOWmW7wpExPsq8hw2Zvr/ ZAMAN  https://padlet.com/2ogretmen1kitap/zaman

Okumamı Atatürk Emretti/Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde Atatürk’ün emriyle çevrilmiş ve tüm eğitim camiasına önerdiği; öğrencilerin ve öğretmenlerin okumasını emrettiği bir kitaptır. Kitabın adından mülhem Beyaz Zambaklar Ülkesi : soğuk iklimi ve coğrafyasında bolca yetişen zambakları ile ünlü Finlandiya’dır . Finlandiya 19.yüzyıldaki İsveç ve Rus işgali sonrası geç kavuştuğu bağımsızlığına rağmen bugün öğretmenleri sayesinde eğitimin dünyadaki öncüsü ve refah seviyesi yüksek olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Finlandiya eğitim sistemi birçok ülkeye model ve -uygulanmasa dahi- Türk Eğitim sistemine de ilham olmuştur.   ''Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.'' Bu kitapta; eğitim öncüsü Snelman’ın bir medeniyeti eğitimle, kültürle ve çalışmayla tüm Fin halkının müşterek katılımıyla nasıl inşa ettiğine ve Finlandiya’nın gerçek hikayesine şahitlik edece...

3 GÜNDE 500 SAYFA? - KAFAMDA BİR TUHAFLIK

Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim? Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır. Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde. Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı. Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterle...