Zeze,modern çağda kalmış Kızılderili bir çocuk...
Brezilya'nın arka sokaklarında haşaralık ve haylazlıklarıyla meşhur, tek dostu minik bir Şeker Portakalı fidanı olan küçük bir çocuk yaşamaktadır: Zeze.
Zeze; ailesi tarafından hor görülmekte, sık sık küfürlere ve dayaklara maruz kalmaktadır.
Yaramaz bir çocuk gibi düşünülse de aslında Zeze'nin ihtiyacı olan tek şey ilgidir.
Zeze bu ilgiyi romanın ikinci yarısında kavuşur.
Portekizli Portuga'ya.
Portuga ona babalık yapar. Korur, kollar.
İlk başlarda ikili anlaşamasa da sonra sıkı birer dost oluverirler.
Fakirlikten kırılan Zeze, onun yanında ilk kez arabaya biner, bir restorandan limonata içer.
Zeze'nin Portuga ile aşka varan bu dostluğu bakalım nasıl bir hâl alacak?
Yorumum:
Yazarın kendi çocukluğundan yola çıkarak kaleme aldığı ve "iki haftada yazdım, yirmi iki yıl kalbimde taşıdım" dediği bu roman
Zeze'nin sevgili dostu Portuga ve minik fidanı Xururuca'ya iç döküşleri sizi çocukluğunuzun kötü günlerine götürebilir. Duygusal bir eser olduğunu söylemekte fayda var.
Eserde bir çocuğun hayatı deneyimleri anlatılsa da çocuk edebiyatının bir ürünü saymak uygun olmaz.
Çünkü içinde şiddet ürünleri de mevcut.
Bu bakımdan yetişkinlere dönük bir eser olduğunu kayda düşüyorum.
İyi okumalar
Yorumlar
Yorum Gönder