Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Otomatik Portakal-Anthony Burgess

      Anthony Burgess'in , hastalığını öğrendikten sonra kısa bir süre içinde yazmış olduğu bir kitaptır. Bilgiğim kadarıyla sinema filmi de çekilmiştir fakat izlemedim. Açıkçası çok merak ettiğim ve uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı fakat beklentimi karşılamadı. Yazarın üslubu ve her şeye negatif bakması kitabı zoraki elime almama sebep oldu . Bir an önce bitsin diye baktım gerçekten. Uzun zamandan beri bu kadar anlaşılmaz bir kitap okumamıştım herhalde veya bana mı öyle geldi bilmiyorum . Eğer sizlerde okuduysanız ve aynı duyguları paylaşıyorsak lütfen yorum yazın :)     Ana tema olarak şöyle yorumlayabilirim : Toplumda giderek artan bir yozlaşma söz konusu bu durum değişen dünya koşulları ile insanların birbirinden uzaklaşmasına sebep oluyor. Aslında şuanda da çok yakından hissettiğimiz ve yaşadığımız bir durumu yıllar öncesinde ele almış yazarımız.Toplumun sağlıklı bir şekilde ayakta kalabilmesinin en önemli koşulu muhakkak iletişimdir.İletiş...

Sherlock Holmes - Akıl Oyunlarının Gölgesinde

S herlock Holmes ile yardımcısı Dr.Watson ile beraber yaşadığı olayları kısa kısa hikâyeleri anlatıyor. On  hikaye vardı içinde ama hepsi mi güzel olur arkadaş. Okuduğum hikayelerin hepsinin sonunda ağzım açık kaldı (Tamam belki abartmış olabilirim) ama her biri muhteşemdi.   Her hikâye çok çabuk sonuca bağlanıyor. Kısa bir hikâyede bu kadar detay olur mu demeniz içten bile değil. Çözülmeye çalışılan bir davayı orta sayfalarda gidişatın ne olacağını nasıl sonuçlanacağını tahmin edebiliyorsunuz. Sanırım bu da verilmek istenen merak ve heyecan duygusunun kursağında kalması demek oluyor. Yinede okunmaz denemez.   Son olarak da tartışılabilecek güzel bir konu bırakılmış kitapta; bakmak ile görmek arasındaki farkı anlatmış bizlere. Biz de her an her şeyi görüyoruz ama bakıyor muyuz bana yine bunu sorgulattı bu kitap. “Kanunun diğer tarafında yer alsaydım, en başarılı suçlu ben olurdum.”

Şeker Portakalı- Jose Mauro Vasconcelos

Zeze,modern çağda kalmış Kızılderili bir çocuk... Brezilya'nın arka sokaklarında haşaralık ve haylazlıklarıyla meşhur, tek dostu minik bir Şeker Portakalı fidanı olan küçük bir çocuk yaşamaktadır: Zeze. Zeze; ailesi tarafından hor görülmekte, sık sık küfürlere ve dayaklara maruz kalmaktadır. Yaramaz bir çocuk gibi düşünülse de aslında Zeze'nin ihtiyacı olan tek şey ilgidir. Zeze bu ilgiyi romanın ikinci yarısında kavuşur. Portekizli Portuga'ya. Portuga ona babalık yapar. Korur, kollar. İlk başlarda ikili anlaşamasa da sonra sıkı birer dost oluverirler. Fakirlikten kırılan Zeze, onun yanında ilk kez arabaya biner, bir restorandan limonata içer. Zeze'nin Portuga ile aşka varan bu dostluğu bakalım nasıl bir hâl alacak? Yorumum: Yazarın kendi çocukluğundan yola çıkarak kaleme aldığı ve "iki haftada yazdım, yirmi iki yıl kalbimde taşıdım" dediği bu roman Zeze'nin sevgili dostu Portuga ve minik fidanı Xururuca'ya iç döküşleri sizi çoc...

Sezai Karakoç'un Gözüyle Yunus Emre

     Sezai Karakoç , Türk edebiyatına ve bilhassa Türk şiirine katkılarıyla önemli bir isim olmuştur. Tabiki şiir dışında hikâye , deneme , piyes , çeşitli konularda inceleme , edebiyat yazıları vardır. Eserleri içinde inceleme kitapları büyük öneme sahiptir ; çünkü bunlar Sezai Karakoç'un fikir ve düşüncelerine ışık tutan eserlerdir.   Mevlana , Mehmet Akif ve bugün inceleyeceğimiz olan Yunus Emre eserleriyle edebiyatımıza katkıda bulunmuştur. Daha önce Mehmet Akif hakkında yazmış olduğu düşünceleri blogumda paylaşmıştım gerçekten dil ve üslup olarak harika bir eserdi . Şimdi Yunus Emre kitabından biraz bahsedelim.    Yunus Emre monografisi iki bölümde ele alınmış. İlk kısımda yaşadığı çevreye bağlı incelemeler ve tespitler , ikinci bölümde ise Sezai Karakoç'un Yunus Emreden seçtiği şiirlerden bazıları yer almaktadır. Eserde , yanmış yıkılmış bir Anadolu manzarasının tam ortasında müjdelenen bir karakter olarak tasvir edilen Yunus Emre vardır.13...