Bugün sizler için Sabahattin Ali'nin bu eserinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle dikkat çeken bir önsöz karşılıyor okuyucuyu . Kitapta bizi neler karşılıyor ? Hikayelerin çıkış sebepleri detayıyla yazılmış. Sabahattin Ali'nin kızı Filiz Ali yıllar sonra babasından kalma bir sandığı açıyor ve içinde birçok yazı , şiir ve resimler yer alıyor.Bu eserleri Nükhet Esen'e gösteriyor ve arkadaşlarıyla bir derleme çalışması yapılıyor.
İkisi tam, biri bitmemiş üç kısa hikaye var . Kitaba adını veren Çakıcı'nın İlk Kurşunu adlı hikayesi diğerlerine göre oldukça uzun ama her birini okuması çok keyifli oldu benim için. 11 şiiri , 1940 yıllarına ait yayımlanmış makaleleri ile birlikte yazmayı planladığı hikaye ve romanlarına da yer verdiği adeta toplama diyebileceğimiz bir kitap olmuş.
Çakıcı'nın İlk Kurşunu , Abdülhamit zamanında geçen edebiyatımızda hakkında çok yazılmış ve efsaneleşmiş bir kişinin hikayesidir.Aydın'da yaşamış ünlü bir eşkıyanın hikayesidir. Toplumsal ve siyasal eleştirilerin yoğunlukta olduğu bir hikaye diyebiliriz. Sömürü düzenine karşı , eşitliğin olmamasından dolayı bir başkaldırı var. Genellikle Sabahattin Ali eserleri beni korkutur dili yönüyle bu yüzden okumaya biraz çekinirim ancak bu eserinin dili oldukça sade ve anlaşılır bir üsluba sahip .
Ben hikayelerinden ziyade yayınlanmış olan makalelerini okurken daha çok keyif aldım.Özellikle 1932 yılında Konya Halkevinde vermiş olduğu Kadınlar Üzerine bir konferansta kız çocuklarının eğitimi , onları yetiştirme usülleri , kadın-erkek eşitliğine değindiği çok güzel bir yazı olmuş.Ailelerin kızların daha çok dış görünüşü ile ilgilenip ilim ve fikir olarak değersiz görmelerini eleştirmiş. O zamanda söylenmesi çok zor olan ve hatta belki hiç bahsedilmeyen konularda dikkat çekici bir konferans diyebilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder