Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TOPLUMCU ROMANIN NADİDE ÖRNEĞİ / İNCE MEMED-YAŞAR KEMAL

İnce Memed...Yaşar Kemal deyince akla gelen edebiyatımızın klasikleşmiş romanı, geçtiğimiz günlerde sinema salonlarında gösterime giren Müslüm Gürses'in de yetiştiği yer olan ADANA HALKEVİ'nde yazılmıştır.Adana geçmişten bugüne bereketli topraklarından verdiği mahsüllerin yanı sıra ülkemize birçok değerli insanı kazandırmıştır.Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin beslediği Adana; sanayiden tarıma,eğitime,sanata ve hatta turizme yadsınmaz katkılar yapmış ve yapmaya devam ediyor.Bu şehir gerçekten de plakasına layık davranıyor. 1925-1933 arasında Toros dağlarında yüz elliden fazla eşkıya dolaşırdı. Yaşar Kemal böyle başlıyor romanına.Roman, Çukurova'nın Dikenlidüzü köyünde doğan babasını çocukluğunda kaybeden tek varlığı anası ve çocukluk aşkı Hatçe olan İnce Memed'in beş köyün ağası Abdi Ağa ile verdiği mücadelesini anlatıyor. İnce Memed'in fukara bir köylüden bir halk kahramanına dönüşmesi ve ağasından devletine yani otoriteye bütünüyle başkaldırışı modern za...

JACK LONDON - BEYAZ DİŞ

Beyaz Diş , çok özel bir kurt zeki ve yaptığı hatalardan ders çıkarabilen hatta insanlığın yaşamı ile ilgili birçok bilgiyi bilen ve adımlarını ona göre atan bir kurttan bahsediyoruz . Adım atar atmaz insanı inceleyen insanoğlunun  üstünlüğünü kabul eder ve hatta 'Efendi' diye nitelendirir. Tabi yeri geldiğinde savaşçı vahşi bir kurtta görebiliyoruz romanda.   Jack London'ın anlatımı ve bakış açısıyla roman akıcı bir hal almış . Tasvirler ve anlatımlar adeta orada yaşıyormuş gibi hissettiriyor .Kitapta doğayı bir hayvanın gözünden görmek, düşünmek ve empati yapabilmek aynı zamanda onun mücadelesine ortak olmak farklı bir deneyimdi.Beyaz Diş , içinde yaşadığı bu dünyayı gerçekten çok iyi tanımıştı. Bomboş ve maddiydi bu dünya. Kaba , sert , acımasız ve soğuktu. Sevgiden eser yoktu . Oysa sadece sevgi dolu bir sahip istemişti.     Beyaz Diş'in dünyayı bu kadar iyi tanıması bana şunu düşündürdü : Jack London aslında insanlığa olan nefretini anlatıyor o...

İSKENDERİYE-NİL'DEN AYRI DÜŞMÜŞ EFSANEVİ ŞEHİR

Ramazanlarımızın ve yaşlılarımızın vazgeçilmesi iki film vardır televizyonlarda, sanırım bahsettiğim filmleri şimdiden tahmin ettiniz HZ.YUSUF ve ÇAĞRI. İşte bu filmler benim çocukluğumdan geriye hatırladığım şeylerin büyük bir kısmını oluşturur.Ananemin evindeki alüminyum çaydanlıkta demlenmiş tomurcuk kokulu çaylar ve naftalin kokulu yorganlar ortaya çıkar bu filmlerle birlikte.Sonra...Sonra bu Mısır ülkesinde geçen filmlerdeki coğrafyalara hiç gitmeyi hayal dahi etmeden uykuya dalardım naftalinli yorganlar altında. ve sonra büyüdük.Çağrı filminin başlangıcındaki mekana zaten aşıktım, o mekana gitmeye bayılırdım : AYASOFYA'da  Bizans İmparatoru Heraklius'e gelen hala İstanbul'da muhafaza edilen İslam'a çağrı mektubu.İkinci mektup ise şimdi anlatacağım yere İSKENDERİYE'YE gelmişti. İSKENDERİYE.Adını Büyük İskender'den alan kutsal Roma şehirlerinden bir tanesi.Buraya Ortadoğu demek ne derece doğru olur bilmiyorum.Bu yer İstanbul'dan,Efes'te...