Ana içeriğe atla

Uzun Hikaye-Mustafa Kutlu

  


Merhaba sevgili kitap severler 😊 Bugün sizlere Mustafa Kutlu'dan ve "Uzun Hikaye" isimli hikayesinden bahsedeceğim . Mustafa Kutlu'nun hikayeleri genel itibariyle hızlıca okuyup hızlıca bitirdiğimiz , kendi hayatımızla örtüşen hayatın içinden olayların anlatıldığı hikayeler oluyor . Samimi ve akıcı bir dili vardır . Bu bahsedeceğim hikayede adeta çok güzel bir yolculuktan dönmüslük hissi uyandırdı bana 😊

   Yazarımızın babası Ali , Bulgar göçmeni olduğu için Bulgaryalı Ali lakabını almış. Hikaye bir göç ile başlıyor . Zorlu bir göç ve tren yolculuğu ile devam ediyor . Kitapta annesinin saçlarının ve gözlerinin güzelliğinden bahsediyor. Ali , Münire'yi ister ama abileri yüzünden evlenemez . Daha sonra bir oyun oynar ve Münire'yi kaçırır şehir şehir köy köy gezerler...
  Ali bir okulda iş bulur . Karakteri gereği hep haklı olandan emekten yanadır. Bunu hikayede sık sık vurgular . Hatta haksızlıklara baş ettiği için adı "Sosyalist Ali" olarak yayılır.
  Bu sırada Münire hamiledir.Bir gün fenalaşır ve köylüden yardım ister fakat hem kendi hem bebeği ölür. Ali'de oğlunu alıp büyük bir üzüntüyle oradan göçer. Bir kasabaya yerleşirler . Oğlu 16 yaşına gelir. Arkadaşlıkları olur ve başlarından bir sürü olay geçer .
 Bu arada Ali kasabada arzuhalci vekili olarak çalışır . Yazıları yüzünden polis evi başta ve yazılarını oğlu sakladığı için yakalanmaz fakat artık orada durmak istemez ve tekrar yollara düşer . 

     Hanyeri kasabasına giderler . Bir dükkan  kiralayıp kitapçı yapmaya karar verirler oğlu ile . Ali bu sırada siyasi işlere bulaşır yazılar yazar. Kitapçıyla  daha çok oğlu ilgilenir. Ali yazdığı yazılar yüzünden hapse atılır .Bu arada oğlu Feride  isimli bir kıza  aşık fakat kızın ailesi çok kapalı ve adlarının çıkmaması için bu evliliğe müsade etmezler. Bunun üzerine yazar bunalıma girer artık orada kalmak istemez .Hapiste olan babasıyla vedalaşır . Babası ona daktiloyu verir ve trene biner . Amacı Istanbul'a gitmektir ama bilmediği bir istasyonda inip daktilosuna hayatını yazmaya başlar ...

  Trende başlayıp trende biten bu macera tek solukta okunan mükemmel bir hikayedir. Hikayede anlatıcı Ali'nin oğludur . Hayatta yer edinememiş zorlu koşullar yüzünden şehir şehir gezen baba ve oğulun hikayesi ...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yabancılara Türkçe Öğretimi Etkinliklerim

WORDWALL Tanışma ŞİMDİKİ ZAMAN IYOR A1   Şimdiki Zaman RESİM&KELİME Gelecek Zaman EMİR KİPİ SINIFTAKİ NESNELER A1 Nesneler Genel   Renkler Sayılar Günler  Hâ l ekleri  BEDENİMİZİ TANIYALIM-DEMBA BA  KİŞİ ZAMİRLERİ   AYLAR MEVSİMLER A1.GENEL TEKRAR SAAT KAÇ? Meyveler Yer Edatları Yer Edatları 2 Yer Edatları (ALTINDA-ÜSTÜNDE-İÇİNDE) Meslekler Meslekler Resim Bulmaca Geniş Zaman Fiil& Resim Tüm kipler&şahıs ekiyle cümle kurma oyunu   Zamire uygun şahıs ekini bulma KAHOOT 1. TANIŞMA    Tanışma 2 2. Gelecek Zaman 3. İsim Cümleleri 4. Saat 5. İyelik Eki 6. Akrabalar 7. Şimdiki ZAMAN 8. Temel Sıfatlar 9. Belirli Geçmiş Zaman 10. Ev 11. Meslekler 12. Meslekler 2 13. Sayılar Kıyafetler https://prezi.com/view/tOWmW7wpExPsq8hw2Zvr/ ZAMAN  https://padlet.com/2ogretmen1kitap/zaman

Okumamı Atatürk Emretti/Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde Atatürk’ün emriyle çevrilmiş ve tüm eğitim camiasına önerdiği; öğrencilerin ve öğretmenlerin okumasını emrettiği bir kitaptır. Kitabın adından mülhem Beyaz Zambaklar Ülkesi : soğuk iklimi ve coğrafyasında bolca yetişen zambakları ile ünlü Finlandiya’dır . Finlandiya 19.yüzyıldaki İsveç ve Rus işgali sonrası geç kavuştuğu bağımsızlığına rağmen bugün öğretmenleri sayesinde eğitimin dünyadaki öncüsü ve refah seviyesi yüksek olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Finlandiya eğitim sistemi birçok ülkeye model ve -uygulanmasa dahi- Türk Eğitim sistemine de ilham olmuştur.   ''Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.'' Bu kitapta; eğitim öncüsü Snelman’ın bir medeniyeti eğitimle, kültürle ve çalışmayla tüm Fin halkının müşterek katılımıyla nasıl inşa ettiğine ve Finlandiya’nın gerçek hikayesine şahitlik edece...

3 GÜNDE 500 SAYFA? - KAFAMDA BİR TUHAFLIK

Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim? Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır. Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde. Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı. Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterle...