Ana içeriğe atla

GÖK KUBBEYE YOLLANAN YİRMİ ASIRLIK DUA:AYASOFYA






Tüm medeniyetler için sanatın ve sanat tarihinin ortak özelliğinin ilk sanat eserlerinin Tanrı'ya yakarma,affedilme veya dilek dileme için yapıldığını olduğunu görürüz.Medeniyetin ve dinlerin ortaya çıkış yurdu olan  Anadolu coğrafyası ise bu sanatı en yakından hissetmek için dünya üzerindeki en elverişli yer olarak tam ayaklarımızın altında.

Ben de bu düşünceyle bilginin,sanatın,medeniyetin ve dinlerin izinden Türkiye'yi keşfime devam ediyorum.Peki, neden? Keşfim bitmeyecek biliyorum.Yirmi bin yıllık insanlığı yirmi yıllık öykümle oluşmuş zihnime sığdırma kudretim de yok ama yolculuğum bitmese de eğer bu yolculuğuma başlayamazsam doğruluğa ulaşamam.Doğruluğa kavuşma gayretinde olmazsam;bana verilen görevi yapmazsam ihanetle yaşayamam.


Neden gezmeliyiz? 

Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir görün. ALİ İMRAN(137)

Eğer bilginin ve sanatın kutsî hikayesine meraklıysanız sanatın Tanrı'ya yakarış malzemesi olduğunu biliyorsanız eğer ve mutlak doğruluğa ulaşmak adına insanların neler yaptığını görmek istiyorsanız kesinlikle gidilmesi gereken yerlerin başında gelecek yerler vardır.

Doğruluk,bilgi,kutsiyet...
Tüm bunlar size nereyi çağrıştırıyor?İsmini Bir rahipten,bir keşişten bir imamdan almış değil Bilgi'nin kutsiyetinden almış bir sanat eseri mabedi Aya Sofya'yı

AYASOFYA ya da Aγία Σοφία  adındaki "aya" sözcüğü "kutsal, azize", “sofya” sözcüğü ise herhangi bir kimsenin adı olmayıp, Eski Yunancada “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir.

Buraya ilk adımınızı attığınızda sıradan bir yerde olmadığınızı hemen anlarsınız.


Taşıdığı özellikler bakımından Ayasofya
  • Dünya’nın en eski katedralidir.
  • Yapıldığı dönemden itibaren yaklaşık bin yıl boyunca (1520’de İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin inşaatı tamamlanana dek) dünyanın en büyük katedrali unvanına sahip olmuştur. Günümüzde yüz ölçümü bakımından dördüncü sırada gelmektedir.
  • Dünya’nın en hızlı (5 yılda) inşa edilmiş katedralidir.
  • Dünya’nın en uzun süreyle (15 yüzyıl) ibadet yeri olmuş yapılarından biridir.
  • Kubbesi "eski katedral" kubbeleri arasında çapı bakımından dördüncü büyük kubbe sayılmaktadır.( bkz.wikipedia) 



Başınız Hat Levhaların üstün sanatına mı fresklerin ve mozaiklerin eşsiz renk uyumuna mı dönmeli? Şaşarsınız.




Daha avludan itibaren ayaklarınızı bastığınız bir kaldırımın 15.yüzyıla ait olduğunu bilirken bir diğeri 4.yüzyıla ait olması karşısında haya ile yürümekten başka ne yapmalı?



Buradan önce Paganlar sonra Ortodokslar sonra Katolikler sonra tekrar Ortodokslar en nihayet Müslümanlar ve günümüzde her kıtadan onlarca dine mensup tüm insanlığın fertleri yürüdü.Her biri burada yürürken kendi diliyle,kendi sesiyle Tanrı'sına,Allah'ına,yaratıcısına karşı işlemiş olduğu günahları düşündü.



Kimi fethi bekledi kimi kan ve gözyaşını beraberinde getirirken burada hayatını kaybetti.

(III.Haçlı Seferleri sırasında ölmüş ve Ayasofya içine gömülmüş bir şovalye)


Ayasofya onlarca kitaba konu oldu.Hakkında söylenmemiş söz yoktu.Bir Roma sunağının ardında bu tarihi yapı teknoloji yardımıyla tüm bunlar; insanlığa bir kez daha anlatılıyordu.

(Sunak:Mabede sunulan yiyeceğin/kurbanın üzerinde bulunduğu büyük mermere denir)


Ve işte dilek taşı.Bugün bile insanlığın dua etmek için geldiği Aya Sofya'nın en dikkat çeken dua unsuru.Birçok rivayet var bu taş ile ilgili.Kimi Hızır'ın Parmağı diyor kimi bir Aziz'in nefesi... AyaSofya'nın yönü Kabe'ye böyle döndürüldü diyordu yanımızda kulak misafiri olduğumuz rehber.
Önünde uzunca bir süre sırayı bekledik.Efsaneye göre parmağını taş oyluk üzerinde üç tur döndürenin duaları kabul olurmuş.Bizden önce epeyce vakit geçiren Süryani kadının dualarının ardından sıra bana geldiğinde parmağımı deliğe yerleştirdim.

Başparmağımı taşın içine yerleştirdim. Düşündüm. Hangi duayı etmeliydim? İnsanlar arkamda beklerken ben dileyecek dilek bulmayı diliyordum.

Eski bir inanıştır ya üzer'de uçan kuş, talih görülür.Garipsedim, bir kuş uçuyordu. Gökkubbe'ye pusmuştu. AyaSofya'da tam da orada olmasına ama parmağım taşın üzerinde ikinci döndürdüğümde uçan güvercinin pisliğini başımda gördüm.Oradaki kalabalık da şaşırdı ben de.Hemencecik temizledim ama umarım iyiye işarettir :) Bu arada bu hikaye gerçektir.
Dilerim dualarım kabul olmuştur.
Dilerim hakikat yolculuğumu,medeniyet yolculuğumu yapabilme kudretini kendimde bulabilirim.Kendime de sizlere de hakikatın ışığında iyi yolculuklar dilerim

Yorumlar

  1. Gerçekten güzel bir anlatım olmuş.
    Ayasofyayı gerçekten gezmiş gibi hissettim ve bir kere de ben gidip gezeceğim ramazanda nasip olursa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz kesinlikle gitmelisiniz

      Sil
    2. Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederiz. Bu yazı sizde bir etki uyandırdıysa ne mutlu bizlere😊 takipte kalmayı unutmayın 😊

      Sil
  2. İstanbul'da -eğer uzun süre kalacaksam- muhakkak ziyaret ettiğim ve "insan"ın, belki nesneye dönüşmeden hiçbir kıymeti olmayan "maddeden" böylesi bir "mânâ" meydana getirmesine her defasında şaşıp kaldığım bir yapıyı incelemişsiniz. Hem de ne inceleme.. Elinize, dimağınıza sağlık. İnsan, eğer ilgi sahibiyse, böylesi yapılarda ister istemez bir antropolog edasına bürünüyor; kendisinden önceki bilincin dünyaya dair ne gibi tasavvurları olduğunu daha yakından hissedebilmek için belki. Şimdi ise sizin paylaşımınızla fiilen içinde bulunmadan da aynı duyguların yaşanabileceğini tecrübe etmiş oldum. Dolayısıyla size teşekkür ederim. Gerek görseller gerekse tespit ve yorumlar yerli yerinde. Devamını bekliyoruz.. :)

    YanıtlaSil
  3. Bilge bir insandan bu cümleleri duymak insanı onure ediyor . Çok teşekkür ediyoruz yazılarımızın değerini bilip biraz da olsa ilham verebildiysek ne mutlu bizlere . #BirYazarBirPasaj videolarını severek takip ediyoruz , bu yeni girişiminde sana da başarılar 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yabancılara Türkçe Öğretimi Etkinliklerim

WORDWALL Tanışma ŞİMDİKİ ZAMAN IYOR A1   Şimdiki Zaman RESİM&KELİME Gelecek Zaman EMİR KİPİ SINIFTAKİ NESNELER A1 Nesneler Genel   Renkler Sayılar Günler  Hâ l ekleri  BEDENİMİZİ TANIYALIM-DEMBA BA  KİŞİ ZAMİRLERİ   AYLAR MEVSİMLER A1.GENEL TEKRAR SAAT KAÇ? Meyveler Yer Edatları Yer Edatları 2 Yer Edatları (ALTINDA-ÜSTÜNDE-İÇİNDE) Meslekler Meslekler Resim Bulmaca Geniş Zaman Fiil& Resim Tüm kipler&şahıs ekiyle cümle kurma oyunu   Zamire uygun şahıs ekini bulma KAHOOT 1. TANIŞMA    Tanışma 2 2. Gelecek Zaman 3. İsim Cümleleri 4. Saat 5. İyelik Eki 6. Akrabalar 7. Şimdiki ZAMAN 8. Temel Sıfatlar 9. Belirli Geçmiş Zaman 10. Ev 11. Meslekler 12. Meslekler 2 13. Sayılar Kıyafetler https://prezi.com/view/tOWmW7wpExPsq8hw2Zvr/ ZAMAN  https://padlet.com/2ogretmen1kitap/zaman

Okumamı Atatürk Emretti/Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde

Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde Atatürk’ün emriyle çevrilmiş ve tüm eğitim camiasına önerdiği; öğrencilerin ve öğretmenlerin okumasını emrettiği bir kitaptır. Kitabın adından mülhem Beyaz Zambaklar Ülkesi : soğuk iklimi ve coğrafyasında bolca yetişen zambakları ile ünlü Finlandiya’dır . Finlandiya 19.yüzyıldaki İsveç ve Rus işgali sonrası geç kavuştuğu bağımsızlığına rağmen bugün öğretmenleri sayesinde eğitimin dünyadaki öncüsü ve refah seviyesi yüksek olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Finlandiya eğitim sistemi birçok ülkeye model ve -uygulanmasa dahi- Türk Eğitim sistemine de ilham olmuştur.   ''Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.'' Bu kitapta; eğitim öncüsü Snelman’ın bir medeniyeti eğitimle, kültürle ve çalışmayla tüm Fin halkının müşterek katılımıyla nasıl inşa ettiğine ve Finlandiya’nın gerçek hikayesine şahitlik edece...

3 GÜNDE 500 SAYFA? - KAFAMDA BİR TUHAFLIK

Okumak konusunda tembel olduğumu düşünürüm.Kitapçıların,sahafların,kütüphanelerin yalnızca ince belli kitaplarına uzanırdı elim hep şimdiye dek.Peki çoğu kitabı sonuna gelmeden bırakırken, üç günde beş yüz sayfayı nasıl okuyuverdim? Önceki yazılarımızda okuma alışkanlığını kazanmanın yollarından ve bizim okumak için neler yaptığımızdan bahsetmiştik.Aslında okumak için temel gereksinim güdüleyici bir eser bulmaktır.Eğer şuana dek okumakla pek aranız yoksa sizi çağıran doğru kitaptan başla-ma-dığınızdandır. Küçükken İstanbul'da geçen yıllarımda şehrin sonu gelmez gürültüsü ve büyüleyici büyüklüğü hakkında düşünürdüm.Sokak,okul ve aile üçleminde herkes gibi karakter çizerdim kendime ergenliğimde. Şehir ve ben de büyümeye devam ettik.Düşünmeye hep devam ettim.Çoğu şeyi anlamlandıramazdım bazan. Sözün özü: Kafamda bir Tuhaflık vardı. Bir tavsiye üzeri elime aldığım Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanındaki Mevlut karakteri bugüne kadar kendimi aradığım karakterle...