Merhaba sevgili takipçilerim , sizlere en son bitirmiş olduğum Stephan Zweig'in bu kitabını tanıtacağım. Bu eser beş adet seçme öykülerini içeriyor . Ve duyguların inişli çıkışlı değişmeleri , kişilerin ruh tahlilleri okumaya başladığınız andan itibaren dikkatleri çekiyor . Bu öyküler birbirinden bağımsız fakat tek ortak yönleri hepsinin ölümle son bulması...
Kitaba ismini veren "Ay Işığı Sokağı" adlı öyküden biraz bahsetmek gerekirse : Geminin gecikmesiyle ilk gece trenini kaçıran bir gezgin kendine yol arkadaşı bulmaya çalışıyor ve başka hayatlara istemeden konuk oluyor .
Eşini , kendisine köle edip onun ellerinden kayıp gitmesine şahit olan adamın sonradan eşini ne kadar çok sevdiğini anlaması ve onu geri kazanmaya çalışmasını anlatıyor . Adam maddiyata düşkün ve bu durum eşini geri kazanma aşamasında ona engel oluyor.
Öykü hiç bilinmeyen bir şehrin , bilinmeyen sokaklarında gezdiriyor bizi sıkmayan betimlemeler ve ruh tahlilleri kitabı okunur kılıyor bana göre .Öykülerin geneli üzüntü , karamsarlık , çaresizlik , aşağılanmışlık gibi duyguları uzun uzun cümlelerle anlatılıyor.
Stephan , aşırı Nazi baskısında olduğu bir dönemde mi bu öyküleri yazdı ya da intihar etmeden önce mi ? Bu durum bilinmiyor ama bu kadar kasvetin altında açıkçası ben psikolojik bir neden aradım . Kitabı okumanızı tavsiye ederim gayet güzel ve keyifliydi . Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim , instagram hesabımı takip etmeyi lütfen unutmayın @meftunbirokur 😊😊
Kitaba ismini veren "Ay Işığı Sokağı" adlı öyküden biraz bahsetmek gerekirse : Geminin gecikmesiyle ilk gece trenini kaçıran bir gezgin kendine yol arkadaşı bulmaya çalışıyor ve başka hayatlara istemeden konuk oluyor .
Eşini , kendisine köle edip onun ellerinden kayıp gitmesine şahit olan adamın sonradan eşini ne kadar çok sevdiğini anlaması ve onu geri kazanmaya çalışmasını anlatıyor . Adam maddiyata düşkün ve bu durum eşini geri kazanma aşamasında ona engel oluyor.
Öykü hiç bilinmeyen bir şehrin , bilinmeyen sokaklarında gezdiriyor bizi sıkmayan betimlemeler ve ruh tahlilleri kitabı okunur kılıyor bana göre .Öykülerin geneli üzüntü , karamsarlık , çaresizlik , aşağılanmışlık gibi duyguları uzun uzun cümlelerle anlatılıyor.
Stephan , aşırı Nazi baskısında olduğu bir dönemde mi bu öyküleri yazdı ya da intihar etmeden önce mi ? Bu durum bilinmiyor ama bu kadar kasvetin altında açıkçası ben psikolojik bir neden aradım . Kitabı okumanızı tavsiye ederim gayet güzel ve keyifliydi . Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim , instagram hesabımı takip etmeyi lütfen unutmayın @meftunbirokur 😊😊
Yorumlar
Yorum Gönder