Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PASAPORT ALABİLMEK İÇİN YAPILACAKLAR NELERDİR ?

MERHABA SEVGİLİ BLOG OKURLARIM :)  Bugün sizlere benimde yeni almış olduğum bordo pasaporttan bahsedeceğim . öncelikle benim almış olduğum 25 yaşından küçük öğrencilerin yararlanabileceği harçsız pasaporttu. 25 yaşına kadar her öğrenci uygun fiyatla yurtdışına çıkabilir bu sayede :)   ilk adım olarak emniyet genel müdürlüğü egm.gov sitesinden pasaport randevu almanız ben arkadaşımla birlikte almıştım 2 randevu birden genellikle 2 gun sonraya randevu veriliyor fakat yaz ayları yoğunluktan dolayı bu süre 1 veya 2 haftayı bulabiliyor İSTENEN BELGELER  Öğrenci belgesi ( e devlet çıktısı olabir ben öyle verdim Nüfus kağıdı 2 adet biometrik fotoğraf    Bu belgelerle randevu günü gitmiştim saatinden önce gittim size de öyle tavsiye ederim eğer yoğunluk yoksa hemen alıyorlar . önce parmak izi tanıma sisteminde 5 dakikada işimizi bitirince belgeleri teslim ettim 1 haftaya gelebileceğini söylediler benim başvurduğum gün perşembe günüydü bir sonraki çarşamba...

BİR NEHİR SÖYLEŞİSİ -MUSTAFA KUTLU ; ANADOLU YAKASI

Son dönemde moda olan ‘nehir söyleşi’ formatından bir uzun hikâye çıkarmayı başaran Kutlu, bu yeni tarzıyla Türk edebiyatında bir ilki gerçekleştiriyor. Kitabı eline ilk alanların Anadolu Yakası isminin altında yer alan ‘Nehir Söyleşi’ ibaresini görünce ister istemez “Mustafa Kutlu ile yapılmış bir söyleşi mi var karşımızda?” diye meraklanmasına yol açan kitapta, “Anadolu Yakası” adlı yerel bir kanalın başarılı sahibi Muzo Gönül ile bir gazete muhabirinin yaptığı ‘nehir söyleşi, hikâye formatında sunuluyor okura. Yerel bir televizyon kanalı sahibiyle yapılan röportajdan doyumsuz bir uzun hikâye çıkaran yazar, okura Anadolu ile İstanbul arasında gel-gitler yaşatarak taşra-şehir eksenindeki değişimi gözler önüne seriyor. Muzo Gönül'ün tüm yaşam hikayesini başarılarını dinleyeceğiniz güzel hikaye tadında bir söyleşi yazmış Mustafa Kutlu hocamız . MUSTAFA KUTLU KİMDİR ? 1945'te Erzincan'da doğdu. Erzincan Lisesi'ni (1963), Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fak...

FRANZ KAFKA- DÖNÜŞÜM

       Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. İlk başta gördüklerinin gerçek olduğunu inanmak istemez ancak yatağından kalkmak isteyince buna inanmak zorunda kalır. O artık dev bir böcektir. Her sabah işe gitmek için bindiği tren saat altıda hareket etmektedir; bu yüzden en geç saat beşte uyanmak zorundadır. Ancak saate baktığında saatin hemen hemen yedi olduğunu görür. Kalkmak istemektedir ama artık ona yardımcı olacak kuvvetli bacaklarının yerinde birbirinden bağımsız hareket ediyormuş gibi görünen onlarca bacakçık bulunmaktadır.             Annesi oğlunun uyanamamış olduğunu sanır ve kapıya vurmaya başlar. Kilitli kapının arkasından oğlunu uyandırmaya çalışır. Gregor kalktığını söyleyerek annesini savuşturur ancak sesi çok garip çıkmaktadır. Annesi onun hasta olduğunu düşünmektedir. Gregor büyük uğraşlarla yatağından kalkar, yeni vücuduna...

SAVAŞ YILLARI'NIN YABAN'I

Ahmet Celâl, bir paşa oğludur. Yedek subay olarak katıldığı 1. Dünya Savaşı’nda bir kolunu kaybetmiştir. Daha otuzbeş yaşına basmadan kendisi için herşeyin bittiğini hissetmektedir. İstanbul’a İngilizlerin girmesi üzerine oraya dönemez ve emireri Mehmet Ali’nin çağrısına uyarak onun Orta Anadolu’nun Porsuk Çayı kıyısındaki köyüne gidip yerleşir. Köylü için Ahmet Cel â l bir “Yaban”dır.          Mustafa Kemal’in başlattığı Kurtuluş Savaşı’nı, Türk Ulusunun bağımsızlık davasını anlatmaya çalışır köylülere fakat kimse ona inanmaz. Ancak emireri Mehmet Ali, annesi Zeynep Kadın, Mehmet Ali’nin kardeşi İsmail ve onun karısı Emine ile dostluk kurabilir. Köyün en zengin adamı ve ağası olan Salih Ağa, köyü ekonomik bakımdan sömürmektedir. Şeyh Yusuf ise din adamı maskesi altında köyü manevi yönden sömürmektedir. Devleti temsil eden muhtarın ise herhangi bir gücü yoktur. Köyün etkin ve güçlü olan iki tipi Ahmet Cel â l’i engellemeye çalışırlar. ...

FERİDE ÇİÇEKÇİOĞLU- UÇURTMAYI VURMASINLAR

Feride Çiçekçioğlu'nun hayatı:    27 Ocak 1951 tarihinde Ankara’da doğdu. Annesi Nihal Hanım, babası ise Yargıtay üyesi Hasan Bey’dir. 1968 yılında TED Ankara Koleji’nden, 1972’de de ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. 1973’te de aynı fakültede“Çevre Psikolojisi” alanında yüksek lisansını tamamladı. ABD Pennsiylvania Üniversitesi’nde “Tarihte İdeal Şehir Kavramı” hakkında doktora yaptı. 1977-1979 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde asistan olarak çalıştı.    12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra tutuklanarak hüküm giydi. İki yıl Mamak Askerî Cezaevi’nde iki yıl da Ankara Merkez Cezaevi’nde kaldı ve 1984’te cezaevinden çıktı. Cezaevinden çıktıktan sonra yazarlık, editörlük, çevirmenlik ve senaristlik yaptı. 1998 yılında akademiye geri döndü ve Maltepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde çalışmaya başladı. Ekim 1999’dan beri de Bilgi Üniversitesi sinema TV Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. İstanbul’da yaşayan yazar, bir çocuk a...

Bir üçüncü sayfa haberinin romanı;İNCİ ARAL- SADAKAT

  İhanetin en uğursuzunu yaşayan Azra, tutkuyla bağlandığı, saplantılı hatta bencilce bir aşkla sevdiği Ferda ve ihanet nesnesi üçüncü kişi. Bir aşk-nefret ikilemi içinde, üçlü bir ilişkinin girdabında savrulan insanlar; çözümsüzlüğün, ikiyüzlülüğün, aşka tutsaklığın yakıcı çemberine kıstırılmış üç kişi. Yaşamın kıyısında çözümsüz kalan Azra, her şey bittiğinde belleğinin ışığında şimdiyle geçmiş arasında gidip gelir ve dehşet verici bir sonla biten hikâyesini sayfalara döker. Yaşamla ölümün kesişme noktasından geçmişe bakarken ihanetin mi sadakatin mi zor olduğunu sorgulatır okura. Günümüz ilişkilerinin çıkmazlarını, yerleşik kuralların geçersizliğini, kadınla erkek arasındaki tutku bağlarını ustalıkla işleyen İnci Aral, modern zamanların aşkları üzerinde düşünmeye zorluyor hepimizi. "Sesi olmayan bir ağzım olduğunu bilmiyordum. Sessizliğimin ne kadar yırtıcı olduğunu. Benim değildi o ses. Konuşan ben değildim. O yükselen alçalan, çözülen, fırıl fırıl dönen ve çıkış arayan ...

ORHAN PAMUK-KIRMIZI SAÇLI KADIN

  1952 İstanbul doğumlu Nobel Edebiyat ödülü sahibi yazarın son kitabı YKY’den  Şubat 2016’da çıkmıştır. Kitabın en sonunda yazdığına göre Ocak – Aralık 2015 tarihleri arasında yazılmıştır. Çıktığı ilk günden itibaren edebiyat dünyasına bomba gibi düşmüş bir çok tartışmaya da konu olmuştur.   Kitap 3 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde esas karakterimiz Cem’in çocukluğu anlatılır. Babasının onları terk edişi ve Cem’in çalışmak zorunda kalışı, kuyu ustası Mahmut Usta ile tanışması ve onun yanında Öngören’de (hayali bir yer) bir inşaat için kuyu açma zamanı ve ilk aşık olduğu kadını yani Kırmızı Saçlı Kadını anlatılır.  İkinci bölümde Cem artık büyümüştür. Üniversite okumuş, çok başarılı olmuş ve jeoloji mühendisi çıkmıştır. Bu bölümde, evliliğini ve işlerini büyütmesini, ülke ve dünya çapında inşaat sektöründe gelişmesini, geçmişinin hiç beklenmedik bir zamanda karşısına çıkıp bütün hayatını altüst etmesini ve Cem’in acı akıbetini anlatılır.  Üçüncü b...

DOSTOYESKI -İNSANCIKLAR

  DOSTOYEVSKI ,i nsanın iç dünyasının en gizli kalmış yönlerini erişilmesi güç bir saydamlıkla yansıtan yapıtlarıyla 20. yüzyıl roman anlayışı üzerinde derin ve evrensel bir etki bırakmıştır.    Dostoyevski'nin 1846 yılında yazmış olduğu bu roman yazarın ilk romanı özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Dostoyevski'nin edebiyat dünyasına sağlam bir giriş yapmasına vesile olmuştur.   Fyodor daha 23 yaşında iken yoksulluk bataklığından kurtulmak için insancıklar'ı yaratmıştır.  Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin Petersburg'u bu romanla inşa edilmeye başlanmıştır.  Yazar, romanı 3 kere düzenleme ihtiyacı duymuştur. Ilk Rus toplumsal romanı sayılır.     Kötü bir olay yaşamış ve bundan saklanmaya çalışan Varvara ile Varvara'ya sahip çıkmaya çalışan, iyi bir hayat yaşaması için tüm imkanlarını kullanan, kötülüklerden korumaya çalışan ve saf sevgi ile seven uzaktan akrabası, fakir ve orta yaşlı bir memurun mektuplaşmasını konu alan bir kitaptır....

YUSUF ATILGAN

Edebiyatımızın Aylak Adamı olarak bilinen yazarımız ; 1921 yılında Manisa’da doğan Yusuf Atılgan, 1936 yılında Manisa Ortaokulu’nu, 1939 yılında ise Balıkesir Lisesi’ni ve ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiştir. Akşehir’de Maltepe Askeri Lisesinde bir yıl edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Yusuf Atılgan üniversite öğrenciliği sırasında Türkiye Komünist Partisine katılarak faaliyette bulunduğu iddiasıyla sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak hapse mahkûm edilmiş ve on ay hapis yatmıştır. Serbest kalmasına rağmen öğretmenlik mesleği elinden alınmıştır. 1946 yılında Manisa’nın Hacırahmanlı Köyü’ne yerleşerek çiftçilik yapan Yusuf Atılgan 1976’da İstanbul’a dönmüş; burada danışmanlık, çevirmenlik ve redaktörlük yapmıştır. 1989 yılında İstanbul’da kalp krizi nedeni ile hayatını kaybeden yazarın Canistan adlı romanını tamamlamasına ömrü yetmemiştir   Onun eserlerinde dikkat çeken ...
Sabahattin Ali gibi bir büyük toplumcu gerçekçi yazar ekmek kapısı olarak gördüğü, çalakalem yazılmış bir tefrikadan ziyade birbirinden güzel öyküleriyle, Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan gibi güçlü romanlarıyla ve kuşkusuz yaşamının tümüne yaydığı, en çok da Marko Paşa döneminde somutlandığı benzersiz aydın inadıyla anılmayı, okunmayı ve anlaşılmayı hak ediyor.   Yazar kitapta Raif Efendi'nin içsel yolculuğunu aşk ile sarıp sarmalayarak okuyucuya sunmuştur. Okunduğunda uzun süreli izler bırakan, mutlaka okunması gereken bir kitap ve aynı zamanda psikolojik tahliller, betimlemeler açısından çok tatmin edici.   Kitap, Rasim'in işini kaybetmesi ve iş arayışına koyulmasıyla başlar. İş aradığı bir gün, eski arkadaşlarından Hamdi ile karşılaşır ve ondan yardım ister. Nitekim Hamdi, müdürü olduğu işyerinde bir iş teklif eder. Rasim, utana sıkıla da olsa bu teklifi kabul eder. Raif Efendi denen yaşlı, sessiz, sakin bir adamla aynı odada çalışacaktır.  Raif Efendi ç...